Yapısal reform versus dua
Mahfi Eğilmez’e anlatır gibi anlatayım. Demek ki “yapısal reform yapmak” ile “dua” arasında sizin yobazca düşündüğünüz gibi bir karşıtlık yok. Demek ki hem dua hem tedbir, hem dua hem reform, hem dua hem devrim aynı anda olabilen şeyler.
Zihnimi zorladım epeyce. “Ben bu Mahfi Eğilmez’i ilk nereden hatırlıyorum?” diye. Sonunda buldum. 2001 ekonomik krizinin birkaç ay öncesinden. Mahfi Eğilmez ile kankası Asaf Savaş Akat ekranlardan hepimizi Türkiye ekonomisinin güllük gülistanlık olduğuna, herhangi bir krizin asla beklenmemesi gerektiğine ikna etmeye çabalıyorlardı. Doğrusu bu ya, ben Mahfi Eğilmez’i Türkiye IMF’ye borcunu sıfırladığında da, dolar 1,5 lira civarındayken de Türkiye ekonomisinin geleceğini böylesi tutkulu, böylesi inançlı savunduğunu görmedim.
“İnançlı” dedim değil mi? Çünkü günün sonunda iktisat alanında da özellikle bir gelecek projeksiyonu yapıyorsanız bir miktar “inanç” ile konuşmak zorundasınız. İktisatta “şöyle yaparsak şöyle şöyle sonuçlar ortaya çıkar” cümlesi en nihayet bir parça inanç barındıran bir cümledir. Yüzde yüz kanıtlanabilir ve sonuç vereceği kesin şeylerden değil de “beklenti”den söz ediyorsunuzdur zira.