Çocuk işçiler cehennemi
Sözcü yazarı İsmail Saymaz bu hafta 'Çocuk işçiler cehennemi' başlıklı yazsını köşesine taşıdı.
Ömer’in çırak olarak çalıştığı kaportacıda çekilmiş fotoğrafına bakıyorum.
Yüzünde tüy bitmemiş daha.
Gözlerinin içi gülüyor.
Elleri, yaşıtlarından daha erken yaşlanan çocuklardan biriydi o.
Adı, Ömer Girgin.
14 yaşında...
Babası evi terk etmiş, annesi gündelikçi, ağabeyi tersane işçisi.
Kendisi Kocaeli’nin Körfez ilçesinde Yılmaz Acar’a ait kaportacıda sigortasız şekilde çalışıyordu.
TİNER PATLADI
Ömer, 30 Kasım sabahı her zamanki gibi saat 8’de kaportacıya geldi.
İlk iş olarak sobayı yakması gerekiyordu.
Gazete parçalarını ve kağıtları tinerle tutuşturmak istedi.
Birden bire soba patladı.
Alev topunun içinde kaldı, Ömer.
Ambulans çağrıldı; dakikalar sonra sağlık ekipleri geldi.
Kocaeli Şehir Hastanesi’ne götürülen Ömer’in hayat mücadelesi 11 gün sürdü.
11 Aralık’ta son nefesini verdi.
Ömer Girgin
ATEŞLE OYNAMAYI SEVERMİŞ!
Kaportacı Yılmaz Acar, bir gün sonra alınan ifadesinde Ömer’i suçladı.
Ömer’in yanında daimi olarak çalışmadığını iddia etti.
Diğer mahalle çocukları gibi haftada iki gün dükkana geldiğini söyledi.
Ailesine katkı olması için Ömer’in iş yerini temizlemesine izin verdiğini ileri sürdü.
Şöyle dedi:
“Ailesinin maddi durumu kötüdür. Babaları, onlarla yaşamamaktadır. Abisi tersanede çalışmaktadır. Ömer’in uyuşturucuya ve diğer kötü şeylere bulaşmasın diye iş yerime gelip gitmesine izin veririm. İş yerimde daimi olarak çalışmamaktadır. Ancak bazen kendisine para veririm. İş yerini süpürmesini isterim. Gündelikçi gibi para karşılığı iş yerimi temizler. Bunu ailesine katkı olsun diye yapıyorum.”
Acar, o gün saat 8’de iş yerine gittiğini, dükkanın kapısını açıp parça almak üzere çıktığını iddia etti. Kapıyı açık gören Ömer’in, habersiz içeriye girdiğini savundu.
Şöyle devam etti: