Darbeyi polisle mi önlersiniz, demokrasiyle mi?
TÜRKİYE 15 Temmuz gecesi bir büyük felaketin eşiğinden döndü. Bunu da, sokağa çıkan ve ülkesiyle demokratik rejimini savunan sıradan vatandaşları sayesinde başardık. Sokağa çıkıp...
TÜRKİYE 15 Temmuz gecesi bir büyük felaketin eşiğinden döndü. Bunu da, sokağa çıkan ve ülkesiyle demokratik rejimini savunan sıradan vatandaşları sayesinde başardık.
Sokağa çıkıp yolları, devlet kurumlarını ve havaalanlarını darbecilerin işgalinden kurtaran halkın birleştiği belki pek çok ortak nokta vardı ama bunlardan bir tanesi bence en önemlisiydi: İnsanlar, kendilerini yönetecek kişileri serbest seçimlerle belirleme hakkına sahip çıktı en önce.
Serbest seçim, demokrasilerin ayırt edici özelliğidir, hatta en temel özelliğidir ama yegâne özelliği değildir.
ÜÇ TEMEL İLKE
Bir kere adı üzerinde o seçimin ‘serbest’ olabilmesi, yani aday belirleme süreçlerinden oy verme yeterliliğine kadar her aşamanın vatandaşın katılımına gerçek anlamda açık olması, seçim öncesinde ve sonrasında gerçek manada söz söyleme özgürlüğünün ve o sözleri vatandaşa ulaştırma yollarının açık olmasının sağlanması gerekir.
İkincisi, bir otoritenin o seçimin ‘serbest’ olup olmadığını denetlemesi, bunu yaparken de gerekirse o seçimi iptal edecek ölçüde yetkiye ve güce sahip olması gerekir.
Ve son olarak o seçimin sonuçlarının hayata geçebilmesi, yani mağlupların seçim sonucunu kabulleniyor, iktidarın el değiştirmesine veya görev süresinin uzatılmasına rıza gösteriyor olması gerekir.
Burada üç kısa paragrafa bütün demokrasi fikrini sığdırmama imkân yok ama bu saydıklarım demokrasinin asgari şartları. Bunların üzerine kişisel özgürlüklerden hak arama özgürlüğüne, hükümeti protesto hakkından kanunların uluslararası normlara uygunluğuna, bütçe ve harcama şeffaflığından devlete karşı yükümlülüklerin öngörülebilirliğine kadar pek çok şeyi eklemek gerekir.