İnsani gelişmişlik ilgimizi çekmiyorsa...
GECE uykum kaçtı, normalde hiç yapmadığım bir şeyi yaptım, televizyonda bir tartışma programına takıldım.Ben TV’yi açtığımda saat 01.00’i geçiyordu; biri tarih diğeri yerbilim...
GECE uykum kaçtı, normalde hiç yapmadığım bir şeyi yaptım, televizyonda bir tartışma programına takıldım.
Ben TV’yi açtığımda saat 01.00’i geçiyordu; biri tarih diğeri yerbilim profesörü olan iki katılımcı, daha çok da yerbilimci olanı, Moğol istilasını ve Cengiz Han’ı konuşuyordu; sonra konu Timurlenk’e, oradan kısmen Osmanlı ve Selçuklu’ya ve derken Rusya ve Almanya’nın orman kültürüne geldi. Nasıl oraya varıldığını anlayamadım ama birden Rusya’nın bilime verdiği önem konusu konuşulur oldu ve derken program Merkür gezegenindeki gelişmeler ve evrenimizin aslında ne kadar büyük olduğuyla ilgili örneklerle sona erdi.
Katılımcıların ikisi de kendi alanlarında dünya çapında önemi olan bilim insanları. Ama nasıl olduysa bu kahve sohbetine kendilerini kaptırmış durumdalar ve sabahın erken saatlerine kadar konuştular. Zaten program, katılımcılardan birinin kolundaki saate bakıp ‘Oooo, saat ikiyi geçmiş’ demesi ve canlı yayında sunucunun ‘Kapatalım mı’ demesiyle bitti; kimsenin aklına gelmese sabaha kadar konuşacaklar.
Bizim evde veya başka bir samimi ortamda olsa bu sohbet bitmesin isterim aslında; zevkle dinliyor insan. Ama TV’de olunca yadırgıyorum; belki benim eski kafalılığım ama ben bu çeşit mecraların görevinin bilgi iletmek olduğuna, bunun için de mecraya düşen sorumluluğun bilgiyi süzgeçten geçirmek ve kaliteli bilgiyi iletmek olduğuna inanıyorum.
Ama belli ki benim ne düşündüğümün hiçbir önemi yok; bilgidense spekülasyonlarla ve duygulara hitap eder şekilde konuşmayı daha çok seviyoruz.