Proje okullar: Milli Eğitim Bakanlığı'nın yanlış projesi
TÜRKİYE'de eğitimin ana sorunu, eşitsizlik üretmesi, eşitsizliği kurumsallaştırması.Eğitimle ilgili olarak aklınıza gelen bütün sorunlar, sistemin esas olarak eşitsizlik üretmesi nedeniyle türeyen ikincil...
TÜRKİYE'de eğitimin ana sorunu, eşitsizlik üretmesi, eşitsizliği kurumsallaştırması.
Eğitimle ilgili olarak aklınıza gelen bütün sorunlar, sistemin esas olarak eşitsizlik üretmesi nedeniyle türeyen ikincil sorunlar. (İdeolojiye, bakış açısına dayalı ‘sorunlar’ bu yazı kapsamında değil.)
Bu köşede uzun yıllardır eşitsizliğin giderilmesi için bir çare yolu öneriliyor; artık TEOG diye bir sınavımız olduğuna göre bunu uygulamak da çok kolay:
Milli Eğitim Bakanlığı her yıl TEOG’da en kötü sonuçları alan 1000 ortaokul ile YGS’de en kötü sonucu alan 1000 liseyi ‘proje’ okul ilan edebilir ve bu okulların en geç 4 yılın sonunda ‘En kötü 1000’ listesinden çıkacağını bize vaat edebilir.
Böyle böyle en kötü okullarımızı daha yukarıya taşıya taşıya 10-12 yıl gibi bir sürede okullarımız arasındaki kalite eşitsizliğini kabul edilebilir seviyeye getirebiliriz.
(Genel olarak ‘kabul edilebilir eşitsizlik seviyesi’nin yüzde 20 olduğunu düşünebiliriz; aynı sınıfta en yüksek not alan öğrenci ile en düşük not alan öğrenci arasında yüzde 20’den fazla not farkı olmaması yani. Bunu okul çapında, şehir çapında ve nihayetinde ülke çapında sağlamak hedeflenmeli. Finlandiya eğitiminin başarı sırlarından biri bu örneğin.)
BAKANLIK TAM TERSİNİ YAPIYOR
Ben yıllardır en kötü okulların seviyesinin yükseltilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendine üstelik de ölçülebilir bir performans hedefi koymasını savunuyorum ama bakanlık 2011’de başlattığı bir uygulamayı sürdürmekte kararlı gözüküyor.
Bakanlık, 2011’den beri ‘Proje Okullar’ diye bir uygulama içinde. Son olarak bir yönetmelik de yayımlandı ve böylece uygulamanın kuralları daha belirli hale geldi. Şu an 12 bin 615 lisemiz ‘proje okul’ olarak ilan edilmiş durumda.
Bu okulların neye göre seçildiğini merak ediyor olabilirsiniz. İlgili yönetmeliğin 6. maddesinin iki bendini aynen aktarıyorum:
“f) Merkezi sınavlarda kendi türünde başarı ortalamasına göre il genelinde ilk beş dereceye sahip olması,
g) Okulun açılış tarihi, yapısı veya yetiştirdiği devlet adamları itibarıyla tarihi nitelik taşıması...”
Yani en iyi ve tarihi okullar.