Batı bizi neden öpüyor?
Dün Erdoğan’a saldırıyorlardı.Seçim öncesi kampanya yürüttüler.İngiliz The Economist, Alman Stern, … ve diğerleri…Peş peşe kapak yaptılar.Makaleler yazdılar.Diktatörlükle...
Dün Erdoğan’a saldırıyorlardı.
Seçim öncesi kampanya yürüttüler.
İngiliz The Economist,
Alman Stern, … ve diğerleri…
Peş peşe kapak yaptılar.
Makaleler yazdılar.
Diktatörlükle, kundakçılıkla, … suçladılar.
Aynı yayın organları…
Türkiye karşıtı finans çevreleri…
Son dönemde birdenbire tavır değiştirdiler.
İnsan sormadan edemiyor…
Batı bizi neden öpmeye başladı?
Ne değişti?
İsterseniz gelişmelere bir bakalım.
Neler oldu özetleyelim.
Seçim bitti, Batı’nın istediği olmadı.
Ama Türkiye’den vazgeçmiş değiller…
Ekonomideki zaaflarımızı biliyorlar.
Yumuşak karın olarak görüyorlar.
Oradan sonuç almaya çalışıyorlar.
Ekonomi yönetimine yapılan atamalar…
İştahlarını kabartmış görünüyor.
Yeni ekonomi yönetimince alınan kararlar…
Serbest piyasanın işletileceğinin ilanı…
Eski sisteme dönüleceği mesajı…
Uluslararası normlara uygunluk taahhüdü…
Art niyetli girişimlere yasakların kaldırılması…
Batı açısından memnuniyet verici…
Faizlerde yüksek artış bekliyorlardı.
Beklentinin altında kaldı.
Bundan biraz rahatsız oldular.
Ama kulağımıza gelen bilgiler var.
Faiz artışının süreceği mesajı verildi.
Hatta kimine göre oranlar bile belli.
Merkez Bankası yeni yönetimi…
Faiz kararını açıklarken aynı vurguyu yaptı.
Şimdi gözler elde kalan kamu mallarında.
Onları ucuza kapatma peşindeler.
Yapılan tercihler…
Günü kurtarma çabası…
Peki ne kadar idare eder?
Yerel seçimleri kurtarır mı?
Bekleyip göreceğiz.
Ama ya sonrası?
Geçmişte aynı politikalar izlenmişti.
Geldiğimiz nokta ortada.
Faizle ilgili edilen sözler…
Hepsi unutuldu.
Böyle giderse çok daha yüklü bir fatura ile karşılaşacağımız kesin.
Aynı politikalarla farklı sonuç alınmaz.
Acil sıcak para arayışları…
Bunun için verilen tavizler…
Başka alanlara da yansımaları kaçınılmaz.
Daha önce de uyarmıştım.
Ekonomide teslim olursan arkası gelir.
ABD’de yapılan toplantı…
“Somut ve sonuç odaklı” deniyor.
Fikret Akfırat dün yazdı.
İktidara yakın Sabah gazetesi,
“ABD ile ‘pozitif ajanda’ dönemi” başlığı atmış.
Adamlar çevremizi kuşatmış…
Namluları üstümüze çevirmiş…
Neyin pozitif ajandası…
ABD’nin istekleri belli.
İsveç’in NATO’ya üyeliği…
Tarih de veriyorlar.
11-12 Temmuz NATO zirvesi.
Rusya’ya yaptırımlara tam uyulması.
PKK ve FETÖ’ye operasyonların durması.
Suriye’de PKK devletçiğine evet dememiz….
Bunlar ilk akla gelenler.
Geçmişte yaşadığımız krizler…
Hepsinde aynı şeyler oldu.
Sıcak para bağımlılığının bedeli…
Sadece bugünümüzü değil…
Geleceğimizi de sıkıntıya soktuk.
Yaşadıklarımız geçmişin hatalarının sonucu…