Borç paralarla seçim kazanılır mı?
Ekonomik kriz tırmanıyor. Ama gazetelerin manşetleri “müjdeli haberlerden” geçilmiyor. İktidar, muhalefet fark etmiyor. İşçiye, memura, çiftçiye, emekliye, bol keseden vaatler... “Kaynak” diye...
Ekonomik kriz tırmanıyor.
Ama gazetelerin manşetleri “müjdeli haberlerden” geçilmiyor.
İktidar, muhalefet fark etmiyor.
İşçiye, memura, çiftçiye, emekliye, bol keseden vaatler...
“Kaynak” diye sormayın.
Orası kapalı kutu.
“Aslı yok yaylasında bin beş yüz koyunum var” durumu yaşanıyor.
HESAPLAR
Tecrübeli bürokratlar kaygılı.
Hele maliyeciler, hazineciler gördüklerine inanamıyor.
Devlet hesaplarının “bakkal defterini” bile arattığını ifade ediyorlar.
Yasa ile “dokunulamaz” kaydı konulan hesapların bile karmakarışık hale getirildiğini belirtiyorlar
BORÇLANMA
Bütçede bu yıl için 6 milyar dolar civarında dış borçlanma öngörülmüştü.
Ocak-Şubat aylarında neredeyse tamamı gerçekleşti.
45 günlük dış borçlanma 5.4 milyar dolar.
Yaklaşık 29 milyar lira.
Daha önümüzde 10 ay var.
Faizi yüzde 7.5 civarında.
Dünyanın neredeyse en yükseği.
Tefeci faizi.
TEHLİKELİ KARARLAR
Önce ödenemeyen kredi kartı borçları Ziraat Bankası kanalıyla yapılandırıldı. Sonra da kart borçlarında süre uzatıldı.
Devlet bankaları tüketici kredi faizlerini düşürdü. Özel bankalara da düşür baskısı yapıyorlar.
Ekonomistler, halkı daha fazla borçlandırarak iç piyasaya dayalı büyümede sona gelindiği konusunda uyarıyor.
Bankacılık sektörünün riskinin arttığını vurguluyorlar.
Ama ekonomi yönetimi vatandaşa “borçlanmayı” dayatıyor.
HEPSİ SEÇİM İÇİN
“40 milyar liraya yakın Merkez Bankası karının Hazine’ye aktarılması;
Bedelli askerlik;
İmar affından gelen paralar;
Diğer iç borçlanmalar” da ayrı.
İktidar kesenin ağzını açmış durumda.
Hepsi seçim için kullanılıyor.
31 Mart sonrasını düşünen yok.
Bakalım “tefeci faizi” ile bulunan borçlar, seçim kazandıracak mı?
2.5 MİLYON İSTİHDAM
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 2.5 milyon istihdam yaratacaklarını söyledi. Tam bakanın sözlerini tartışırken Prof. Dr. Aziz Konukman aradı.
Hoca biraz sinirliydi.
“Bakan bizimle dalga geçiyor” dedikten sonra gerekçelerini şöyle sıraladı: