Hayatın olgunluk dönemi ya da kalan yıllar...
Bir dostum yolladı bu satırları bana. Bazen yazdıklarını paylaşırsın, bazen de seninle paylaşılanları. Sevdim, etkilendim, yüreğime dokundu, sizler de okuyun istedim.Son günlerde gözümü...
Bir dostum yolladı bu satırları bana. Bazen yazdıklarını paylaşırsın, bazen de seninle paylaşılanları. Sevdim, etkilendim, yüreğime dokundu, sizler de okuyun istedim.
Son günlerde gözümü alamadığım Arjantin dizisi El Marginal’den sonra şimdi de bir Brezilyalı yazar Mário Raul de Morais Andrade’nin yazdığı metin bu.
Naif, çarpıcı ve adeta şu günlerde içinde bulunduğum halet-i ruhiyeye tercüman…
‘Olgunluk dönemimde, kalan yıllarımı saydım ve yaşadığımdan çok daha az zamanım kaldığını keşfettim.
Bir şekerleme paketi kazanmış küçük bir çocuk gibi yılları büyük bir zevkle ve iştahla yedim, ama azalmaya başladıklarını hissedince artık teker teker, tadını çıkararak yiyorum.
Artık yasaların ve yönetmeliklerin tartışılıp durduğu ve hiçbir işe yaramayacağını bildiğim sonsuz toplantılara ayıracak zamanım yok.
Takvim yaşlarına rağmen hâlâ büyümeyen aptal insanlara destek olmak için de zamanım yok.