24 Haziran’ın dört kesin sonucu
Türkiye iki gün sonra, tarihinde sandıktan çıkmış bir iktidar altındaki en antidemokratik seçimlerine gidiyor. 24 Haziran seçimleri adil değil, özgür değil, güvenli değil. Muhalif cumhurbaşkanı...
Türkiye iki gün sonra, tarihinde sandıktan çıkmış bir iktidar altındaki en antidemokratik seçimlerine gidiyor. 24 Haziran seçimleri adil değil, özgür değil, güvenli değil. Muhalif cumhurbaşkanı adayı, konuşmalarından dolayı kapatıldığı hapishaneden sürdürüyor kampanyasını. Basın özgürlüğü yok, fikir özgürlüğü yok. İnsanlar olan bitenden habersiz bırakılıyor, dezenformasyon bombardımanına tutuluyorlar. Muhalefetin medyaya erişimi engelleniyor...
Tüm bunlara rağmen muhalefetin seçim meydanlarında büyük, coşkulu ve ilgili kitleler bir araya geliyor. İktidarın meydanlarına toplanan kalabalıklarda ise bu çapı ve dinamizmi göremiyoruz. Bıkkınlık, isteksizlik var. İktidar yorgun. Sözünü ve vaadini tüketmiş, dimağı zayıflamış, hataları gülünçleşmiş.
Türkiye, sandıktan çıkmış bir iktidar altındaki, sonucu en öngörülmez seçimlerine gidiyor. Sonuç derken, sadece yüzdeleri kastetmiyorum. Meselemiz, seçimlerin ülkenin kaderi üzerindeki sonuçlarıdır.
Geçmişteki rezillikleri kayıtlarda olduğu halde “işlerini” yüzleri hiç kızarmadan yapmaya devam eden anketçi esnafının iktidarı kayıran “kamuoyu yoklamaları”, hayatın ve sahanın gerçekleriyle değil, sarayın sandıktan çıkmasını istediği ve ilgili yerlere empoze ettiği sonuçlarla uyumlu. Nedeni basit: 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu’nda üretilen ve zaten ne yasal ne de meşru olan sözde yüzde 52’lik “Evet” sonucunun, Haziran 2018 Türkiye’sindeki “Cumhur İttifakı” kisvesi altında, bu varsayılan seviyesinde tutunması mümkün değildir. Nisan 2017’den bu yana köprülerin altından çok sular akmıştır.
Bu iddiamızı destekleyen faktörler şunlardır:
Ekonomideki kötü gidişattan kaynaklanan sorunlar seçmen algısında açık ara birinci sıraya yerleşmiştir.
İYİ Parti ve Saadet Partisi, muhafazakâ...