Hürriyet’e veda ve teşekkür
Piyasa dinamiklerinin, Doğan Medya Grubu’nu satın alma yoluyla iktidar medyasına dahil edilmesi gibi tarihsel önemi büyük, dramatik bir gelişmede etkili olduğunu ileri sürmek mümkün değil. Doğan Grubu’nu alarak medyada...
Piyasa dinamiklerinin, Doğan Medya Grubu’nu satın alma yoluyla iktidar medyasına dahil edilmesi gibi tarihsel önemi büyük, dramatik bir gelişmede etkili olduğunu ileri sürmek mümkün değil.
Doğan Grubu’nu alarak medyada çok büyümenin de Demirören ailesine ait hakiki bir arzu ve vizyon olduğundan bahsedilemez. Bu yönde herhangi bir emare yoktur.
Diğer taraftan, satın alma hususunda iktidar kaynaklı güçlü bir tesirin son zamanlarda rol oynadığını gösteren emareler var. Doğan Medya Grubu’nu ele geçirerek Milliyet’in bugünkü haline benzetmek, bir hedef olarak Demirörenlere empoze edildi, bunun için kendilerine tüm kolaylıklar sağlandı ve her şey bir anda olup bitti.
Demirören’le Doğan arasındaki metazori “pazarlık” sürerken, iktidar medyası “28 Şubat’ın sivil ayağının cezalandırılacağı” tehditleriyle satışı kolaylaştırma görevini üstleniyor, Aydın Doğan’ın üzerinde “Demokles’in kılıcı” gibi sallandırılan ceza davaları da benzer bir fonksiyonu yerine getiriyordu.
Doğan Medya Grubu’nun iktidarın temsilcisi bir sermaye grubu tarafından bu şartlarda ele geçirilmesiyle birlikte, zamanımızın “Kırmızı Başlıklı Kız” masalındaki kurt yalanlarının sonuncusu da çöktü.
2010’dan önce “jüristokrasi”den yakınıyorlardı, sonunda yargının tamamını ham yapıp yuttular.
YÖK’ten şikâyetçilerdi, YÖK’ü ele geçirince akademik özgürlüğün kırıntısını bırakmadılar.
Yıllar önce “merkez medya”dan dert yanarken çoksesliliği savunuyormuş gibi yapıyorlardı, gelinen noktada acı gerçek ortada: Gazetesi, televizyon kanalı, dağıtım ağı ve matbaalarıyla birlikte bütün medya endüstrisine el koymuş vaziyetteler. Ana akım medya bitirildi.
Ne diyelim, Türkiye’ye geçmiş ol...