Suriye’de ‘üst akıl’ operasyonu
Manzaraya bakar mısınız: 24 Ağustos sabahı Karkamış’ta ÖSO rumuzu altında bir araya getirilmiş 1500 kadar cihatçı, Türk tanklarının eşliğinde alayıvala ile Cerablus’a giriyor....
Manzaraya bakar mısınız:
24 Ağustos sabahı Karkamış’ta ÖSO rumuzu altında bir araya getirilmiş 1500 kadar cihatçı, Türk tanklarının eşliğinde alayıvala ile Cerablus’a giriyor. IŞİD’ci arıyorlar, bir bulsalar hepsini öldürüp Cerablus’u kurtaracaklar ama yok. IŞİD’ciler kendilerini daha önce Cerablus’tan kurtarmışlar.
Bizim cihatçı sergerdeleri YouTube’a yükledikleri videolarda da görüyoruz; savaş değil de piknik yapıyor gibi bir halleri var. Laubali tipler, ellerini kollarını sallayarak Cerablus’u kurtarırken, havalarını bulmak için tekbir de getirip sağa sola ateş ediyorlar.
Havada Amerikan uçakları, “Fırat Kalkanı” adıyla ortak harekât yapan TSK ve cihatçılara destek oluyor. Çünkü Amerikalılar “Fırat Kalkanı”nın müttefiki...
Ama bir dakika, bu Amerikalılar aynı zamanda “PYD eşittir PKK”nin de müttefiki değil mi?
Havadaki Amerikan uçakları ve yerdeki Amerikan özel birlikleri olmasaydı, PYD’nin silahlısı YPG, “Suriye Demokratik Güçleri” rumuzuyla Fırat’ın batısına geçip Ankara’nın keyfini kaçırabilir miydi?
YPG’ye Amerikan desteği, ela gözü kara kaşı için değildi tabii, IŞİD’e karşı iyi savaştığı içindi. Ve hatta, IŞİD’le savaşacak başka müttefik bulunamadığı içindi.
Şimdi o müttefik bulundu galiba.
Ayrıca şunu herkes biliyor: Bu “Fırat Kalkanı” belki birazcık IŞİD’e ama en çok da PYD’ye karşı. Kürtler Afrin’e koridor açıp topraklarını birleştirmesinler diye.
Bakınız, durum gerçekten de enteresan:
ABD’nin Kürt müttefiki, Mınbiç fatihi YPG, yerel Arap unsurları da yanına alarak, Türkiye’nin askeri reaksiyonuna neden olacağını bildiği halde IŞİD’in Cerablus’unu tehdit ediyor...
Gel gel yapıyor adeta.
ABD’nin öteki müttefiki Türkiye, Cerablus’u IŞİD’den kurtaran YPG olmasın diye, cihatçılarını da yanına alıp Suriye’ye nihayet tanklarıyla girmek zorunda bırakılıyor.
Parantez: Evet, mecbur bırakılıyor. 15 Temmuz’da büyük prestij ve moral kaybeden orduya coşku versin, Suriye’nin geleceğinde Ankara’nın da bir söz hakkı bulunsun diye değil. Bunlar atfedilen yakıştırmalardır.
Devam edelim.