Türkiye’yi dönüştüren katliam
Yakın tarihimizde başka hiçbir terör saldırısı, Türkiye’yi 10 Ekim 2015 Ankara katliamı kadar dönüştürmemiştir. En kanlı terör eylemiydi bu. Yerli IŞİD’ci teröristlerin...
Yakın tarihimizde başka hiçbir terör saldırısı, Türkiye’yi 10 Ekim 2015 Ankara katliamı kadar dönüştürmemiştir.
En kanlı terör eylemiydi bu. Yerli IŞİD’ci teröristlerin Türkiye’nin başkentindeki bombalı çifte intihar saldırısında 101 kişi öldü. Saldırı benzersiz bir şoka neden oldu.
Siyaseti ve dolayısıyla ülkeyi dönüştürmek bakımından tayin edici olan ise şokun zamanlamasıydı. Saldırı düzenlendiğinde 1 Kasım 2015 genel seçimlerine sadece 21 gün kalmıştı. Ülke seçimlere, katliamın neden olduğu şok ve dehşet atmosferinde gitti.
Ankara katliamı, seçmen eğilimleri üzerinde hem ani hem de oluştuğu anda tespit edilmesi güç, saptırıcı bir etkide bulundu.
7 Haziran’da AKP’yi terk ederek parlamentoda azınlığa düşmesine neden olan memnuniyetsiz muhafazakâr seçmenin 1 Kasım seçimlerine günler kala yeniden AKP’de hizalanmasına neden olan bir etkiydi bu...
Ve hakkını verelim, ansızın ve güçlü biçimde ortaya çıkan bu “AKP’de toparlanma” eğilimi, sadece A&G kamuoyu araştırma şirketi tarafından tespit edilebilmişti.
Adil Gür’ün şirketi A&G’nin 24-25 Ekim 2015 tarihlerinde 252 mahalle ve köyde, toplam 4 bin 536 denekle yüz yüze konuşarak düzenlediği araştırmanın sonuçları, AKP’nin yüzde 47.2 gibi yüksek bir oranla yeniden iktidara geleceğini göstermişti...
Sonuçta AKP bunun da üzerine çıktı; fiiliyatta zaten değişmeyen tek başına iktidarını, oyların yüzde 49.5’ini alarak korudu.
Ne kadar ilginçtir ki A&G’nin yüzde 47.2’lik tahmini, bir kısım iktidar medyası tarafından bile fazla iyimser bulunmuştu. Mesela Yeni Akit’in internet sitesindeki 30 Ekim tarihli haber, “1 Kasım seçim sonuçlarına yönelik hayli riskli bir tahminle ortayaçıkan Adil Gür...” diye başlıyordu.
Ondan 10 gün önce, 20 Ekim’de BBC’nin Türkçe servisi tarafından yayına konulan değerlendirmenin ilk cümlesi de 1 Kasım genel seçimleri hakkındaki umumi beklentiyi yansıtıyordu:
“Genel kanı, partilerin oy oranlarında çok büyük değişikliklerin olmayacağı yönünde...”