Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?
ABD Başkanı Donald Trump “yapay zekâlı” bir adam. Başkanlık seçimini yapay zekâsı sayesinde kazandı. ABD’nin sorunlarını ve bunların çözümlerini her düzeyde basitleştirdi ve...
ABD Başkanı Donald Trump “yapay zekâlı” bir adam. Başkanlık seçimini yapay zekâsı sayesinde kazandı. ABD’nin sorunlarını ve bunların çözümlerini her düzeyde basitleştirdi ve karşılığını aldı. Trump, ABD’yi ve dış politikasını da şimdi yapay zekâsıyla yönetiyor. Trump’ın ABD’deki fevkalade mütekâmil, sofistike siyaset bilimciler tarafından öngörülemez olmasının nedeni bu. Halbuki Trump’a kızmadan önce onun yapay zekâsını çözümleyip nasıl çalıştığını anlamaları gerek. Nörolojinin alanına girse de aslında bu hiç zor değil, gözlem gücüyle bile altından kalkılabilecek bir iş.
Aklıma eski Başkan oğul Bush zamanındaki Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in birilerini beceriksizlikle suçlamak için her seferinde tekrarladığı o benzetme geliyor: “Talimli bir maymun bile bunu yapabilir.”
Yapay zekâ da kendi evriminin maymunluk seviyesinde henüz.
Zihinsel kapasitesinin başkanlık yapmaya elverişli olmadığı hakkındaki suçlamalar karşısında Trump’a “çok istikrarlı bir dâhi olduğunu” söyleten de kendi yapay zekâsı.
Bu yapay zekâda “erdem, ahlak, metanet, azim, sabır, utanma, mahcubiyet, rezil olmak” gibi insana özgü “şubeler” tabii ki yok. Ne pahasına olursa olsun kazanmak gerektiğini “bilen”, sadece kazanmayı “öğrenen”, bunun için de değişen her duruma göre yapacaklarını gözden geçiren, yöntemlerini her an değiştirebilen basit bir “işletim sistemi”...
Amerikan dış politikasını da bu zekâ biçimlendiriyor. “Diplomasi” karmaşık bir sanat, yapay zekâsı “basmıyor”. Dolayısıyla ABD Dışişleri Bakanlığı bir kurum olarak gözden düştü; diplomatik platformlar, Trump’ın tek yanlı iradesini yaptırım ve güç kullanma tehditleriyle muhataplarına kabul ettirmeye çalıştığı arenal...