2018’e umutla
Dünya arenasında seçimler, darbeler, ihanetler, ayak oyunları ve siyasi ataklarla geçen bir yılın değerlendirmesi ardından “2018’e umutla” diye bitirmiştik geçen haftaki yazımızı. Umutla bakıyoruz...
Dünya arenasında seçimler, darbeler, ihanetler, ayak oyunları ve siyasi ataklarla geçen bir yılın değerlendirmesi ardından “2018’e umutla” diye bitirmiştik geçen haftaki yazımızı. Umutla bakıyoruz hayata. Umutla bakıyoruz geleceğe. Bir nefes daha, bir gün daha, bir ay daha, bir yıl daha fazla yaşamayı ummak hayata tutunmanın adıdır. Umut heybelerimize doldurduğumuz azığımız, ekmeğimize katığımızdır. Nasıl bir gün yaşamış olursa olsun yarına hep umutla bakar insan. Geçmiş kayıplarla, pişmanlıklarla dolu olur, gelecek umutlarla. Hepimiz birer umut yolcusu değil miyiz? Umudu tükenenin her şeyi tükenmiştir.
Her ne kadar 2017 yılını bazı olumsuzluklarla geçirmiş olsak bile 2018 yılına umutla bakıyoruz. Umutla bakıyoruz ama yaşadığımız şeylere bakınca 2018 yılının da bazı sıkıntılarla gelebileceğini görmemezlikten gelemeyiz. 2017 yılının Türkiye için toparlanma yılı, 2018 yılının doğru adımlarla umutlu iyimserlik içeren bir yıl olabileceğine inananlar olduğu gibi aksine 2017 yılındaki olumsuz olayların devam edeceğini ve ülke içindeki çatışmacı siyasi söylemler, Batı’nın Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya yönelik aşağılık politikaları, bazı Avrupa ülkeleri ile yaşanan gerginlikler, ABD’de devam eden Zarrap davasının muhtemel sonuçları, yabancı sermayenin çekilebilme riski gibi bazı sebepler yüzünden 2018 yılının daha sıkıntılı geçebileceğini düşünenler de var.
İstikrar ve güven devam ettiği sürece ekonomide her zaman iyiye gider. Dünya genelindeki sıkıntılar ve bölgemizdeki meselelere rağmen Türkiye’nin ilk iki çeyrekte gerçekleşen 5.2 ve 5.4'lük büyümenin yanı sıra üçüncü çeyrekte gerçekleşen yüzde 11.1'lik büyüme önemli bir başarıdır. Eğer böyle devam ederse yabancı sermayenin girişi daha fazla olacak ve piyasalarda rahatlama meydana gelecektir. Bu da 2017’de yeşeren umutlarımızın 2018’de filizleneceğinin işaretidir.
2017 yılı inşaat sektörü için sıkıntılı bir yıl oldu. Dövizdeki artış ve dünyada yaşanan ekonomik dalgalanmalar sektörde durgunluğa neden oldu. Uzun vadeli konut kampanyaları, KDV ve faiz oranlarında yapılan indirimler sektörün hareketliliğini sağlamıştı ama KDV indirimleri ve faiz indirimlerinin son bulmasıyla birlikte konut satışlarında düşüş yaşandı. Bu nedenlerle çok verimli geçmeyen inşaat sektöründe 2018 yılında yeni bir hareketlilik bekleniyor.
2017’de borsa %45 yükselirken dolar TL karşısında %8 arttı. Küresel piyasalarda gözler merkez bankasında. Borsa yükselmeye, döviz artmaya devam edeceğe benziyor. Ucuz para döneminin bitmesi ve enerji fiyatlarının yükselmesi gelişmekte olan ekonomilerin hayatını zorlaştıracağa benziyor.
Arap Baharını yaşayan Ortadoğu’da siyasi, askeri ve insani krizler bir türlü bitmedi. Bu gidişle 2018 yılı daha da hareketli geçecek. Etnik ve siyasi savaşların hâkim olduğu Ortadoğu’da 2018 yılında da bölgesel güç mücadelesi devam edecek. Bununla birlikte ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıma kararının ardından Filistin yönetiminin BM'ye tam üye olma ve devlet olarak tanınma çabaları hızlanacağa benziyor. İran’da muhtemel bir iç karışıklık oma ihtimali yüksek. Lübnan’da seçimler söz konusu. Suudi Arabistan’da kralın değişmesi muhtemel. Yemen’de Husiler güç kaybediyor ve tamamen Sana’dan çekilmesi söz konusu. Irak seçimlere gidiyor. Mısır’da cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Tunus’ta yerel seçimlerden bahsediliyor. Libya’da aynı şekilde karışıklıklar içinde parlamento seçimlerine gidiyor. Cezayir’de ekonomik krizler içinde ve onları aşma çabası devam ediyor. Avrupa’da 2018 yılı terörün tırmanacağı yıl olabilir. Koalisyonlar, ayrılıkçı hareketler, yerel ve genel seçimler, ekonomi ve sığınmacı konuları sömürgeci batının gündemine gireceğe benziyor. Türkiye’de de 2018 yılı siyasi partilerin kongre yılı olacak. Mecliste gurubu bulunan partiler 2018 yılında kongrelerini tamamlayıp 2019 seçimlerine hazırlanacak.