Dünyayı cehenneme çevirenler

İngiliz mandası altındaki Filistin’de bir Yahudi yurdunun kurulması çalışmaları, XIX. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmıştı. Bu amaçla toplanan ilk kongre, 29 Ağustos 1897 de...

İngiliz mandası altındaki Filistin’de bir Yahudi yurdunun kurulması çalışmaları, XIX. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmıştı. Bu amaçla toplanan ilk kongre, 29 Ağustos 1897 de İsviçre de Basel’de toplanmış ve bu kongrede Yahudilerin Filistin’de bir “yurt” edinmesi kararı alınmıştı.

O günden bu güne Filistinli kardeşlerimizin kanını dökmekten imtina etmeyen çocuk katillerinin son desteği Amerika’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti sayan kararıydı. Bir kez daha şahit olduk küfrün tek millet olduğuna.

Kongreden 1995 yılında geçen, uygulamasının her altı ayda bir başkanın imzaladığı feragatnameyle ertelenen ve seleflerinin uygulamadan çekindiği bu kararı Trump’ın hayata geçirmesi orta doğuda yeni bir zulmün başlangıcı oldu. Amerikan çıkarlarından ziyade İsral’in çıkarlarını düşünen Trump Orta Doğu’da yeni bir yangının fitilini ateşledi.

Sıra dışı bir lider görünümünden çok delilik, çılgınlık veya zalimlik olarak nitelendirilebilecek bu karara ilk önce Türkiye gereken karşılığı verdi ve İslam İşbirliği Teşkilatını İstanbul’da topladı. BM'nin desteklediği iki devletli çözüm planının öldürülmesi olan bu kararla pek çok ülkeye yayılmış Filistinli mültecilerin dönüş umudu hepten son bulmuş oldu. Filistin'in başkenti olan Doğu Kudüs'teki Filistinlilerin yok sayıldığı bu kararla burada yaşayan ve vatandaşlığı bulunmayan 300 bin Filistinli kardeşlerimizin kaderi belirsizliğe bırakıldı. Batı Şeria'nın neredeyse yüzde 60'ını teşkil eden yasadışı koloniler bu kararla meşrulaştırılmış oldu. Bu kararla radikal örgütlere zemin hazırlandı. Şiddet teşvik edildi. Zulmün devam edeceği sinyali verildi.

Aslında Trump bu kararla bir anlamda seçim vaadini yerine getirmiş oldu. Niye bu karar bugünlerde alındı, biraz da buna bakmak gerekir. İsrail’in abisi olan Amerika niye bu karar için bu kadar bekledi.

İslam ülkelerinin birbiriyle kavgalı ve orta doğuda mezhep kavgalarının yoğun olduğu, Filistin’de direnişin zayıfladığı, Hamas ile El Fetih’in aralarının bozuk olduğu, Suriye’nin yandığı, Libya’nın bitik olduğu, Irak’ın ve Sudan’ın bölündüğü, Tunus’un ve Mısır’ın hala isyanlarla sarsıldığı, Yemen’in yönetim zafiyeti yaşadığı, Katar’ın ekonomik kıskaç altında olduğu, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’in gizli darbelerle dalgalandığı ve pek çok yerde Suni-Şii geriliminin hat safhada olduğu bu dönem İsrail, Amerika ve Trump için bu kararı almak için en ideal bir dönemdi. Bu coğrafyada kendine yeten ve üzerinde oynanmak istenen oyunları bozan bir tek Türkiye kaldı. Zaten Amerika’nın da tek korkusu Türkiye idi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Zaferlerle dolu bir ay: Ağustos 28 Ağustos 2018 | 3.468 Okunma Kurban 21 Ağustos 2018 | 4.594 Okunma Kan emiciler 14 Ağustos 2018 | 4.627 Okunma Manevi kalkınma 07 Ağustos 2018 | 2.159 Okunma Papaz 31 Temmuz 2018 | 4.876 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar