Muallim
İnsanlık tarihi boyunca insanı muhatap alan, onu bir fidan gibi yetiştiren ve geleceğe hazırlayan en onurlu meslek öğretmenliktir. Yeryüzüne efendi olarak gönderilen de, aşağıların aşağısına...
İnsanlık tarihi boyunca insanı muhatap alan, onu bir fidan gibi yetiştiren ve geleceğe hazırlayan en onurlu meslek öğretmenliktir. Yeryüzüne efendi olarak gönderilen de, aşağıların aşağısına düşen de insandır. İşte böylesi insanı erdemli bir konuma getirmek görevi öğretmenlerindir. Bu görevi önce Yüce Allah peygamberlerine vermiştir. Yüce Yaradan’ın Resul’üne ilk emri “oku” fermanını düstur edinmiş, o emir doğrultusunda hayatını düzenleyen, “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” ilahi sözüyle övülmüş, “Allah beni bir muallim olarak göndermiş bulunuyor.” diyerek kitap ve hikmeti öğreten peygamberlerin varisi, “Allah’tan kulları içinde en çok korkan” ve hayatları övülmüşler seviyesine çıkarmaya çalışan kişilerdir öğretmenler.
Böylesi kıymetli bir görevi ifa eden öğretmenlerimiz toplumda hak ettikleri değeri hiçbir zaman görememişlerdir. Zaman zaman aldıkları ücretler onların belini bükmüş, zaman zaman görevleri tiye alınmış, zaman zaman haklarındaki algılar onları üzmüştür. Bütün bunlara rağmen yine de en kutsal görev onların olmuştur.
Her mesleğe ve her olaya ait bir gün veya hafta tayin edildiği gibi eli öpülesi iki kişiden bir olan öğretmenlere de bir gün tayin edilmiş ve 24 Kasım onların günü olmuştur. Yetişmemize vesile olan öğretmenler için bu gün tayini bazılarını üzmüş, bazılarını da “olsun da bir gün olsun” diyerek sevindirmiştir.
Bu gün münasebetiyle başta milli eğitim müdürleri olmak üzere okul müdürleri ve öğretmenler ziyaret edilir, çiçek verilir, hal hatır sorulur, fotoğraf çekilir ve sosyal medyada paylaşılır. Paylaşılır ki “öğretmenleri unutmadık, onları zaman zaman hatırlıyor ve ellerini öpüyoruz” algısını canlı tutmak için. Bütün bu ziyaretler yapılır da emekli olanlar pek te hatırlanmaz bu özel günlerde. Onlar da eski günleri yâd eder ve öylece köşelerinde sessizce dururlar.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da yine emekli öğretmenleri unutmadık ve İstanbul’un 39 ilçesinden 500 emekli öğretmenimizi Ak Parti İstanbul İl Başkanlığında misafir ettik. Ömrü öğrenci yetiştirmekle geçen kıymetli öğretmenlerimiz için de, bizim için de farklı bir gün oldu bu gün. Şiirlerle süslenen programda emekli öğretmenlerimizi dinleme fırsatı bulduk. Bizlere duygularını aktaran öğretmenlerimizin o halleri görülmeye değerdi. Yılda bir gün olsun hatırlanmak ve böylesi özel bir programda ağırlanmak onları fazlasıyla memnun etmişti. Ellerini öptüğümüzde nemlenen gözleri çok şeyleri anlatıyordu aslında. Bizim şahsımızda öğrencilerini hatırlayan o güzel insanların söylemleri sitem doluydu aslında. Eğitim hayatımızda her günümüzü birlikte geçirdiğimiz öğretmenlerimizi yılda bir sefer bile hatırlamaz olduk. Emekli olmaları onları unutacağımız anlamına gelmiyor, aksine görevde olanlardan daha çok aramamız ve dualarını almamız gereken kişilerdir onlar. Bu ziyaretler aslında onlardan çok bizim için önemlidir. Çünkü herkes yaptığıyla kendi geleceğini hazırlar. Nasıl karşılanmak istiyorsak öyle karşılamalıyız insanları. Hangi değeri görmeyi arzu ediyorsak öylece değer vermeliyiz insanlara. Nasıl ağırlanmak istiyorsak öyle ağırlamalıyız insanları. Ömür durdurulamayan bir akışla akmakta ve her geçen gün bizi biraz daha sona yaklaştırmaktadır. Ömrümüz vefa ederse her birimiz emekli olup o günlere ulaşacağız. İşte o günler gelip çattığında bizi de bir hatırlayan olsun istersek bu günlerde onların kıymetini çok iyi bilmemiz gerekir. Bu hem kendimiz için, hem de değerlerimiz için çok önemlidir.
Yılların hasretini gördük gözlerinde öğretmenlerimizin. Ellerinde hala tebeşir tozları mevcuttu. Dilleri o tatlı sözleri terennüm ediyordu. Bakışlarından sevgi izleri hiç silinmemişti. Duruşlarından o asalet eksilmemişti. Yıllar sadece biraz bellerini bükmüş, saçlarını ağartmıştı belki ama o değerlerinden hiçbir şey kaybetmemişlerdi.