Boğazınızda kalsın o 35 kilo et
BU kadar felaket, facia haberinin arasından “müjdeli”(!) bir haber de çıkıp geldi işte...35 kilo et kurtarılmış!“Hangi 35 kilo et? Ne eti? Ne alakası var?” gibi haklı ve yerinde sorularınızın...
BU kadar felaket, facia haberinin arasından “müjdeli”(!) bir haber de çıkıp geldi işte...
35 kilo et kurtarılmış!
“Hangi 35 kilo et? Ne eti? Ne alakası var?” gibi haklı ve yerinde sorularınızın cevabını vereceğim.
Ama önce “acı hatıra dosyalarımız” arasından 29 Kasım 2016 tarihli olanını çekip duruma bir bakalım.
Hani 29 Kasım 2016’da, Adana’nın Aladağ ilçesinde bir tarikat tarafından açılmış öğrenci yurdunda yangın çıkmıştı...
Hani 11 çocuk ve bir bakıcı/eğitmen feci şekilde can vermişti...
Hani “yıkılan devlet yurdu yerine” adres gösterilen, bazı bürokratların yöre halkına “Çocuğunu buraya ver!” dediği bu yangın yerini tartışır gibi olmuştuk...
Hani koca koca unvanlı “büyüklerimiz” gidip “Gereken neyse yapılacak, sorumlular ve gerçekler zzzt Erenköy!” nutukları patlatmıştı...
Hani yangın söndürücülerin olmadığını, yangın çıkışlarının kilitli olduğunu, çocukların ve onlara sözde göz kulak olacakların hiçbir acil durum tatbikatı yaşamadığını raporlara yansıtır gibi davranmıştık...
Hani 9 kızımızın yanmış bedenlerini bir ambulansın ardına doldurup morga yollamıştık...
Hani bazı kızlarımızın ancak DNA testi sonucunda ayırt edilebilen yanmış bedenleri birbirine sarılmış vaziyette bulunmuştu...
Hani konuyu takip eden bazı gazeteciler sayesinde, ailelerin yaşanan facia sonrasında “Aba altından sopa gösterilerek” şikâyetçi olmamaları konusunda uyarıldıklarını duyar gibi olmuştuk...
Hani mesela Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu olay yerini inceledikten sonra aralarında “Bu yurtları yılda en az iki defa Kaymakamlık ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetlemesi gerekiyor. Hiç mi eksiklik görmemişler?” sorusunun da bulunduğu 11 soru yöneltmişti...
Hani mesela CHP’li Selin Sayek Böke basın toplantısında şunları söylemişti: “Yönetmelik açıkça söylüyor. Ortaöğrenim çağındaki çocuklar, özel yurtlarda kalamazlar. Kaybettiğimiz canlarımızın Aladağ’da bu yurtta olmaları yasal değildi...”