Denizli yılmıyorsa tecrübesinden...
G.SARAY kupa mücadelesinde önceki maçlarda istediği sonuçları almanın da rahatlığıyla ortaya karışık bir kadro ile çıktı Akhisar karşısına.Bu maçlarda Denizli ‘2. dereceden’...
G.SARAY kupa mücadelesinde önceki maçlarda istediği sonuçları almanın da rahatlığıyla ortaya karışık bir kadro ile çıktı Akhisar karşısına.
Bu maçlarda Denizli ‘2. dereceden’ şans tanıdığı oyuncuları harmanlayarak görmeye çalışıyor elbette ama şeytanın avukatlığını yaparak asıl amacının ‘elimdeki kadro budur’ demeye getirdiğini söyleyen de çıkabilir.
Elindeki oyuncuların asından, yedeğinden faydalanmak için yanıp tutuşan çok sevdiğim Mustafa Denizli ilk 45 dakikanın ardından yılmadıysa, bezmediyse iddia sahibi kurt bir hoca olmasındandır.
SADECE İDARE ETTİLER
Bilal dışında ‘pozitif sinyal’ veren birini göremedim.
Buna rağmen Bilal’in yüksek kaliteli pasına Umut’un net bir gol vuruşu yapması skoru dengede tuttu.
İkinci yarı biraz kıpırdanması bile Galatasaray’ı daha derli toplu bir takıma dönüştürdü; baskı kurdu, daha ileride saf tuttu, pas organizasyonunu toparladı ve en azından ‘vaziyeti idare etti’.
Yoğun maç trafiğinde harmanlanmış bir takımdan daha fazlasını beklemek abartı olur ama zaten asıl sorun oyuncuların bu şansı değerlendiremeyecek kadar pervasız olmaları...
MAÇIN ADAMI
Gerçek kahraman bu maça katlanan seyircidir!
LİNNES’İN İLK SİNYALİ
Meşhur sağ bek ihtiyacı için alınan Linnes’i önde izledik.
İlk maç, hele takım üzerinde deneyler yapılan bir maç ölçü olamaz.
Basit, düşük riskli, yüksek pas isabetiyle oynayan bir görev adamı olabileceğini hissettirdi.
Özellikle ikinci devre attığı paslar umut vericiydi.