Elimizde kalan bir kanlı şablon
TERÖRÜN kanlı elleri yapışmış yakamıza bırakmıyor işte... Sürekli kaygı ile kanıksamak arasında salınıyor ruhlar, her ölüm, katliam haberiyle kabarıp bir sonrakine kadar duruluyor durulabildiği...
TERÖRÜN kanlı elleri yapışmış yakamıza bırakmıyor işte...
Sürekli kaygı ile kanıksamak arasında salınıyor ruhlar, her ölüm, katliam haberiyle kabarıp bir sonrakine kadar duruluyor durulabildiği kadar.
Sonra yine, yine...
Artık hepimiz ardından gelecekleri biliyoruz; demeçleri vesaire...
Dün sosyal medyada “elle sonradan doldurulmak üzere” hazırlanmış bir kartvizitin, bir formun, bir şablonun görüntüsü geziyordu.
Şablon şöyleydi:
“... tarihinde ...’de olan hain saldırıyı kınıyoruz. ... ölü ... yaralımız var. Şehitlerimize rahmet.”
TAMAMLANAN FORM!
Vezneciler’deki korkunç saldırının ardından tarih, yer, ölü ve yaralı sayısı elle yazılmış, form tamamlanmıştı!
Nedir bu şimdi?
Birbiri ardına yaşanan facialar karşısında yerleşmeye başlayan “alışmışlığın” tezahürü “kara mizah soslu” bir zevzeklik mi?
“Evet, öyledir” diyenler çıkacaktır çok haklı olarak.
Veya kanıksanan, ilaç olma etkisini çoktan kaybetmiş kopyala yapıştır demeçlere gösterilen bir isyan haykırışı mı?
“Evet, böyledir” diyenler çıkacaktır yine haklı olarak.
Ama geldiğimiz nokta budur, hızla büyüyen, aklı da esir alan şiddet sarmalında eriyen hassasiyetlerimizin vesikasıdır bu form bir yerde...
Yakın geçmişte yaşanan ve toplumu derinden sarsan katliamların ardından (10 Ekim 2015 Ankara Garı, 19 Mart 2016 Taksim) gerçekleşecek saldırılardan önce istihbarat raporları aracılığıyla yetkili mercilerin uyarıldıkları ortaya çıkmıştı.