IŞİD'in bir randevu vermediği kaldı herhalde
İKİ yıl önceydi.Yoğun trafiği aşıp gazeteye ulaşmak için Bağcılar’ın ara sokaklarında ilerlerken, önümüze çıkan aracın arka camında IŞİD bayrağı...
İKİ yıl önceydi.
Yoğun trafiği aşıp gazeteye ulaşmak için Bağcılar’ın ara sokaklarında ilerlerken, önümüze çıkan aracın arka camında IŞİD bayrağı gördüğümü “sandım” bir an.
“Sandım” dediğime bakmayın, net ve sarih bir şekilde IŞİD bayrağıydı işte...
Ama gündüz gözüyle bu kadar pervasızca bayrak dalgalandırarak filan gezmenin mümkün olmayacağını düşünmeyi tercih ettim ve “Yok artık canım, bana öyle gelmiştir” dedim.
Şaşırmadım, tedirgin oldum.
MAĞAZA AÇTILAR
Bir süre sonra şöyle bir haber okudum: “İstanbul’da IŞİD mağazası açıldı...”
Haziran 2014’te yayımlanan haberde, Bağcılar’da açılan bir mağazada IŞİD bayraklarının yanı sıra bayrağın basılı olduğu siyah tişörtlerin de “Peygamber efendimizin mührü” diyerek satıldığına dikkat çekiliyordu.
Daha sonra IŞİD başta olmak üzere bölgede aktif olan silahlı grupların üniformalarının da Türkiye’deki tekstil atölyelerinde seri şekilde üretildiğini ve Irak’a, Suriye’ye satıldığını okudum...
Şaşırmadım, tedirgin oldum.
Niye şaşırmadığımı tahmin ediyorsunuzdur ama açıklayayım kısaca...
LOJİSTİK MERKEZE DÖNDÜK
IŞİD’in sınırlarımızı rahatça kullandığıyla, “adeta” bir lojistik merkeze çevirmesiyle, devşirdiği elemanları aktarmak için kullandığıyla ilgili onlarca haber okumuştum.
20 Mart 2014’te, Niğde’de rutin bir trafik kontrolünde bir askeri, bir polisi bir de sivil vatandaşı katleden IŞİD militanları Türkiye sınırları içinde ilk kanı dökmüştü. 2015’te, özellikle de 5 Haziran’da 4 kişinin öldüğü, 279 kişinin yaralandığı HDP’nin Diyarbakır mitinginden sonra hızla yükselişe geçti IŞİD eylemleri.
Suruç, Ankara Garı, Sultanahmet, İstiklal Caddesi, Atatürk Havalimanı ve son olarak Gaziantep’teki düğüne yapılan saldırıda yaklaşık 1 yıl içinde 265 vatandaşımızı kaybettik, 1256 kişi de yaralandı.