Kazanan yok peki kaybeden?
SÖZ konusu Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti olduğunda hadisenin “hayati” olması için aslında puan durumundaki vaziyete bakmak bile gerekmiyor.Her koşulda heyecanı, gerilimi cepte olan ezeli rekabette bu kez Galatasaray rakibini saf...
SÖZ konusu Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti olduğunda hadisenin “hayati” olması için aslında puan durumundaki vaziyete bakmak bile gerekmiyor.
Her koşulda heyecanı, gerilimi cepte olan ezeli rekabette bu kez Galatasaray rakibini saf dışı bırakmak veya bulunduğu noktada bırakmak, Fenerbahçe ise rakibine çelme takarak yukarı tırmanmak için sahadaydı.
Puan tablosu üç ihtimalin ikisini Galatasaray için cazip hale getiriyordu; ancak Kadıköy’de şampiyonluk kupası kaldırmak gibi “tatlı hatıralar” olsa da bir de 19 sezondur elde edilemeyen deplasman galibiyeti meselesi vardı bir de.
Maç “kaybetme acısının kazanmanın keyfinin önüne geçtiği” ruh haliyle şekillenerek başladı.
İlk 45 dakikanın büyük bölümü neredeyse kaleciler hariç iki takım oyuncularının orta saha yuvarlağına sığacağı şekilde “aşşşırı kontrollü” geçti.
Gomis’in birbirinin kopyası iki pozisyondaki şutları ve Soldado’nun pozisyonu dışında gol bölgelerinde büyük bir heyecan yaşanmadan ilk yarı sona erdi.
RUS RULETİ GİBİ