Kendi düşen ağlamaz
ZİRVE için yarıştığı rakiplerinin puan kaybettiği haftada fırsat tepmesini nasıl açıklamak gerekiyor Galatasaray’ın?Sneijder ve Selçuk’un eksikliğiyle mi? “Olabilir ama yerlerine forma...
ZİRVE için yarıştığı rakiplerinin puan kaybettiği haftada fırsat tepmesini nasıl açıklamak gerekiyor Galatasaray’ın?
Sneijder ve Selçuk’un eksikliğiyle mi? “Olabilir ama yerlerine forma giydirilmiş fasulye sırığı dikilmedi herhalde sahaya” diyeceğim ama manzaraya bakınca böyle de diyebiliriz. Teknik direktörün basireti bağlanmış diyebilir miyiz? “Bostan korkuluğu durmuyor ya kulübede” diyeceğim ama uygulamaya bakınca böyle de diyebiliriz.
Futbolcular, “Kazanmak şampiyonluk için dev adım olur” motivasyonuyla değil de, “Herkes kaybetti biz de kaybetsek ne çıkar be abi?” ciddiyetsizliğiyle mi çıkmış sahaya peki? “Olur mu öyle saçma şey?” diyeceğim ama zavallı hallerine bakınca böyle de diyebiliriz.
Maça seri top kayıplarıyla başlayan, istikrarlı şekilde bu sersemliği sürdüren, yemelere doyamadığı kafa gollerinden birbirinin kopyası 2 tane lüpleten felaket ötesi bir G.Saray vardı ilk yarıda.
ÇUVALLA KÖTÜ ŞEY
İlk yarı böyleydi diyelim, ikinci yarıda ne yaptı G.Saray? Bu anlattıklarımın üstüne biraz panik atak serpiştirin yeter. G.Saray’ın dünkü haliyle (halsizliğiyle) ilgili daha çuvalla kötü şey söylenebilir; iyisi mi kazanandan bahsedelim, yiğidin hakkını vermiş oluruz bari...