Kuş mu balık mı?
LİGİN ilk iki haftasını 'bir şekilde' kayıpsız geçen Galatasaray'ın Kayseri deplasmanındaki amacı elbette 3 puanı cebe indirip ardına bakmadan koşmayı sürdürmekti.15 dakika dolmadan Bruma’nın asisti...
LİGİN ilk iki haftasını 'bir şekilde' kayıpsız geçen Galatasaray'ın Kayseri deplasmanındaki amacı elbette 3 puanı cebe indirip ardına bakmadan koşmayı sürdürmekti.
15 dakika dolmadan Bruma’nın asisti ve Yasin’in iyi kontrolü ardından yaptığı net gol vuruşuyla öne geçtiğinde bu planın tutabileceği de düşünülebilirdi.
İlk 30-35 dakikalık bölümde oyunu ve rakibi kilitleyen, anahtarı da yutan bir Galatasaray vardı sahada. Kayserispor’un atak geliştirmek bir yana, makul bir pas ağı oluşturmasını bile engelledi bu süreçte Galatasaray.
“Peki, topa ve oyuna hâkim oldu, rakibi durdurdu da kendi adına ne yaptı?” diye soracak olursanız, Bruma’nın sağ kulvardaki heyecan verici koşuları dışında bir örnek veremem.
TİTREKLİK
Savunma konusunda titrek bir yapıya sahip olduğu malum Galatasaray’ın; nitekim ilk yarının son bölümünde biraz silkinen ve yüklenen rakip beraberlik golünü yakaladı.
İkinci yarıda Selçuk ve Yasin’in yerine Josue ve De Jong’u alarak orta saha vitrinini yenileyen Riekerink bu yolla takımı ateşleyebileceğini düşündü.
Milli maç yorgunluğu her halinden belli olan Sneijder’ın biraz kıpırdanması, Ciğerci’nin uzak mesafeli şut denemeleri ve Bruma’nın bu kez soldan bindirmeleri dışında bir sıçrama gözlemlemek mümkün olmadı yine de.
G.Saray geçen sezon ‘iyi oyunculardan oluşan kötü, kendini salmış, umursamaz bir takım’ idi. Bu sezonu değerlendirmek, fazla iyimser veya fazla kötümser olmak için henüz erken.