Rubik küpü takım
LİGDE son haftaların iki kaybedenini karşı karşıya getiren maç bir nevi yeni başlangıç noktasıydı taraflar açısından. Sezonun kalan kısmı için bir hareket noktası olabilecek, kaldıraç...
LİGDE son haftaların iki kaybedenini karşı karşıya getiren maç bir nevi yeni başlangıç noktasıydı taraflar açısından.
Sezonun kalan kısmı için bir hareket noktası olabilecek, kaldıraç etkisi yaratabilecek türden bir maç
Mustafa Denizli elindeki “Rubik Küpü” benzeri bir oyunu andıran Galatasaray’ı yeniden toparlamak için epeyce uğraşmak durumunda.
İlk yarıda hantal, oyun planı çözülmüş ama herşeyden öte takımdaşlık ruhunu kaybetmiş Galatasaray’ı izledik.
Savunma sistemi bocalayan, hücumda yaratıcı hamle üretmekte zorlanan ola ki üretti (bakınız 8’inci dakika) eli ayağı dolaşan bir takım.
Buna karşılık Bursaspor’un özgüven kazanması ve rakibini kıstırması kaçınılmazdı.
Galatasaray’ın ilk 45 dakikayı gol yemeden tamamlamış olması kendi içinde bir mucizedir ama bu mucizede Muslera’nın ve elbette Bursaspor’un bitirici özelliğinin bulunmamasının etkisi büyüktür.
Galatasaray maçın ikinci yarısında bütün dağınıklığına rağmen maçtan kopmayarak ve yıpratıcı olmasa da baskısını sürdürerek yoluna devam etti ki; en büyük doğrusu da buydu.
TOZ PEMBE TABLO