Süper Hakan’ın fevkalade hareketli maceraları
YILLARIN eskitemediği tartışma başlıklarından biridir: “Ulu Hakan mı? Kızıl Sultan mı?”Artık bu tartışmaya üçüncü bir soruyu da gönül rahatlığıyla ekleyebiliriz: “Yoksa...
YILLARIN eskitemediği tartışma başlıklarından biridir: “Ulu Hakan mı? Kızıl Sultan mı?”
Artık bu tartışmaya üçüncü bir soruyu da gönül rahatlığıyla ekleyebiliriz: “Yoksa Süper Hakan mı?”
II’nci Abdülhamid’i ve devrini konu alan yeni TRT dizisi “Payitaht”ta Sultan neredeyse bir aksiyon figürüne, süper kahramana, ultra lider prototipine dönüşüyor.
“Dalavereci, sahtekâr yabancı ziyaretçiyi” masadan kalkıp savurduğu “The Osmanlı tokadıyla” kendine getiriyor.
Suikast düzenleyen kalkışmacı askerlerle çatışmaya giriyor, tabancasını çekiyor, adam vuruyor.
Saldırganı tekme atarak etkisiz elemana dönüştürüyor, fiyonklu hediye paketi yaparak kaldırıma bırakıveriyor.
Bizzat sorguya da giriyor, yaralanan güvercini de o tedavi ediyor...
Tarihi gerçeklere ve karakterlere odaklanan kurgusal yapımların dönemi ne derece doğru aktardığı hep tartışılmıştır.
Nitekim Murat Bardakçı “Payitaht”ta gördüğü tuhaflıkların veya “uçmuşluk”ların bir kısmını köşesinde tane tane anlattı.
O tarihte olmayan mehter takımının dizide ne aradığından girmiş, “aile boyu, cümbür cemaat kahvaltı alışkanlığının” saray âdetleri arasında hiçbir zaman bulunmadığından çıkmış.
Tarihi dizilerde gerçeğin yamultulması mazur görülebilir belli ölçüler içerisinde. Tarih kaydırmaları vesaire de kurguya yönelik hamleler olarak yine bir ölçüde kabul edilebilir.