Tebrike tebrik lokuma lokum
ABDÜLAZİZ Bey (1850-1918), Umur-ı Mülkiye Nazırı yani Devlet Bakanı Pertev Paşa'nın torunudur ve bir memur olarak Osmanlı bürokrasisi içinde görevden göreve gezip durmuştur. Adını günümüze kadar...
ABDÜLAZİZ Bey (1850-1918), Umur-ı Mülkiye Nazırı yani Devlet Bakanı Pertev Paşa'nın torunudur ve bir memur olarak Osmanlı bürokrasisi içinde görevden göreve gezip durmuştur.
Adını günümüze kadar ulaştıran asıl şöhretini ise tatlı üslubuyla kaleme aldığı, rahmetli Profesör Kâzım Arısan ile Duygu Arısan Günay’ın mükemmel şekilde sadeleştirdikleri kitabına borçludur.
Daha önce de “bayram zamanlarında” andığım “Osmanlı Âdet, Merasim ve Tabirleri” kitabı, Osmanlı’nın son dönemlerinin günlük hayatına ışık tutan iki kıymetli eserden biridir. Diğeri de elbette Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey’in “Eski Zamanlarda İstanbul Hayatı”; merak eden olur diye not düşeyim...
MİSAFİRLİKLE İMTİHAN
“Bu bayram” için, Abdülaziz Bey’in kitabının “Nezaket, Edep, Terbiye ve İyi İlişkilere Aykırı Davranışlar” bölümünden notlara bakalım “nostalji kontenjanından”...
Kitabın bu bölümünde “Ahbaplarına sol elle temenna etmek”, “’Baksana bana’ diye bir adamın arkasından bağırmak” veya “Sokakta rastladığı küberaya (büyüklere) ‘Nereye gidiyorsunuz?’” diye sormak gibi “ayıplı” tavırlardan da dem vuruluyor ama çoğu uyarı misafirlik hakkında.
Gazete sütunundan nezaket öğretmek haddim değil ama bayram ziyaretlerinde sohbet konusu sıkıntısı çekerseniz veya kaybedilen hassasiyetleri hatırlamak isterseniz diye Abdülaziz Bey’in bazı uyarılarını hatırlatmış olayım.
ÇITLATMA PARMAĞINI ÇOCUĞUM!
Yazar, misafirlikte/ev sahipliğinde “yapılmayacakları” şöyle sıralıyor...
- Misafir yanında parmaklarını çıtlatmak...
- Misafirle konuşurken iki elini koltuklarının arasına sokmak...
- Söz arasında ikide bir ‘Öyle değil mi, filan efendi?’ diye hitap etmek.
- Tuhaf bir hikâye anlatırken hem gülmek, hem söylemek, güldüreceğim diye hikâyede söz konusu olanların taklitlerini yapmak.