‘Uçan kuştaki güzelliği kaybettik, hastayız...’

YA bir Kemancı gecesini atlatmaya çalışıyoruz ya da Kemancı’da bir geceye hazırlanıyoruz...1990’ların ortaları olmalı, Aylin’in (Aslım) Çukurcuma’daki evindeyiz.Bir şarkı kaplıyor...

YA bir Kemancı gecesini atlatmaya çalışıyoruz ya da Kemancı’da bir geceye hazırlanıyoruz...
1990’ların ortaları olmalı, Aylin’in (Aslım) Çukurcuma’daki evindeyiz.
Bir şarkı kaplıyor bezginliğimizle doldurduğumuz odanın atmosferini:
“Tesadüfen yalnızsın, gerçeklerin farkındasın...”
“Kim bu?” diye soruyoruz, Aylin “mor ve ötesi, Alman Lisesi’nden, çok iyi çocuklar...” diyor.
GENÇKEN, GÜZELKEN...
Ahmet Güntan’ın “İlk Kan” kitabının arka kapağında olağanüstü güzellikte anlattığı çağımızdayız:
“Gençken, güzelken, karnımız aşağıya dümdüz inerken, sevinçler, üzüntüler, varoluşumuz ve gece yatağımızda düşündüğümüz şeyler sonsuza kadar sürecek zannederken, müzik çalarken, müzik hiç susmazken, plağın bir yüzü bittiğinde öbür yüzünü çevirmeye koşarak giderken...”*
mor ve ötesi işte böyle giriyor dünyamıza...
Cuma akşamı Zorlu PSM’yi tıklım tıklım dolduran 3 bin kişiyle birlikte 20’nci yılını kutladığı konserindeyiz grubun ve kafalarımız, duygularımız karmakarışık...
Başlayan her şarkıyı biliyoruz, her şarkı ömrümüzün, hatıralar galerimizin bir yerine dokunuyor muhakkak.
Köprüaltı yıllarından tanıdığım, çok genç yaşta kaybettiğimiz adaşım Kanat Güner’in pırıl pırıl, hep genç kalan gülüşü geçiyor gözlerimin önünden onun için yazılmış “Canlı Yayın”ı dinlerken...
MASUM SERSERİLİK GÜNLERİ
“Daha Mutlu Olamam” çalarken uzun sürmüş bir ilişkinin noktalandığı sabah sığınılan arkadaş evinde kahveye cep kanyağı takviyesi yapılan o masum serserilik günlerine dönüyoruz...
“Aşk içinde, yalan içinde/ Tek bir ayna bin bir biçimde...” diye Harun’a eşlik ederken aşklar, yalanlar, hafızamızın hep açık yaralarına dokunuyoruz...
Bugün ağır faturasını canımızla kanımızla ödediğimiz kanlı süreci tetikleyen 2003’te Irak’ın işgaline karşı yazılan “Savaşa Hiç Gerek Yok”ta Bülent Ortaçgil, Koray Candemir, Feridun Düzağaç ve Aylin Aslım da sahnede.
13 yıl önce “eski” Babylon’da söylediğimiz şarkıyı üstüne acılar biriktirmiş vaziyette söylüyoruz: “Kimlerdensin, onlardan mı? Petrolden mi, hayattan mı? Kimlerdensin, onlardan mı? Yok, savaşa hiç gerek yok...”
KURBANIM BU CAMBAZA
Şebnem Ferah beliriyor sahnede ve “Küçük Sevgilim”i söylüyorlar yine: “Benim küçük sevgilim/ Sen bana neler yaptın? Böldün parça parça. Onlar bilmez, onlar bilmez...”
Cem Yılmaz’dan sürpriz bir şarkıda, sürpriz bir performans geliyor sonra “Cambaz”: “Kul oldun, köle oldun/ Kurşun geçirmez cam oldun/ Cin oldun adam çarptın/ Cellat oldun kelle uçurdun/ Bütün dünya izler durur/ Afet-i azam bekler durur/ Hedefini al, piyasanı al, her şeyi al/ Yandı dertler bitti tasa/ Ben kurbanım bu cambaza/ İki gözüm kadar eminim sen yoksun...”
Yeni şarkıları “Melekler Ölmez”de sahnenin arkasındaki dev ekranda siyah zemin üzerinde yaşadığımız/öldüğümüz terör saldırılarının tarihleri beliriyor: “Eriyor içim, eriyor geri gelmezden önce/ Yansa da her yer ölmez melekler/ Duysun çöller, ölmez melekler...”
20 yıl içinde ömrümüzün “soundtrack”inde birikmiş mor ve ötesi şarkıları akıp duruyor: “Dünya Yalan Söylüyor”, “Bir Derdim Var...”
DUYGULAR HARMAN

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Menzil dışına çıkış 05 Aralık 2021 | 110 Okunma Einstein, Salâh Birsel, mutluluk filan 02 Aralık 2021 | 232 Okunma Aslan kükresin biz sevinelim 26 Kasım 2021 | 138 Okunma Adele’e tebrik ve sitem 23 Kasım 2021 | 105 Okunma Büyük kazanç / ağır hasar 22 Kasım 2021 | 210 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar