'Vah' diyorum
G.SARAY çok şahane, iyi kalpli, cömert bir takım. Bu hâlini dost ve kardeş Kazakistan'dan Astana'ya Devler Ligi'nde ilk puanını gönlünden kopartıp armağan ederek gösterdi. 'Armağan etti' derken, G.Saray'ın zorlu(!)...
G.SARAY çok şahane, iyi kalpli, cömert bir takım.
Bu hâlini dost ve kardeş Kazakistan'dan Astana'ya Devler Ligi'nde ilk puanını gönlünden kopartıp armağan ederek gösterdi. 'Armağan etti' derken, G.Saray'ın zorlu(!) deplasmanda golleri kendi kalesine atarak skora katkı yaptığını kast ettiğim düşünülmesin. Daha büyük, daha yüce bir katkıda bulundu G.Saray, Kazak futboluna... 'Oynarsan, yürekten oynarsan üzülmezsin.'
2013'teki Juventus maçından beri Şampiyonlar Ligi'nde 3 puanı göremeyen, genetik kodlarına ihanet eden bir Avrupa serüveni yaşayan Galatasaray, belki de en acıklı duruma bu maçta düştü. Sahada mesai sonunu bekleyen, ruhu kim bilir nereye kaybolmuş bir ekip vardı.
FUTBOL DERSİ...
BİLAL'in güzel golü, G.Saray'ın bu berbat oyundan, berbat plan ve ruhsuz hâlinden hareketle maçı kazanabileceğini düşündürttü. Bunu düşünen herhalde sadece Hamza Hoca ve talebeleriydi. Maçı başka noktalardan seyreden herkes, kolay rakibini kıracak üstünlüğü sağlayamayan zavallı bir takım gördü.
Sanki, "Baskın basanındır" diyerek, Devler Ligi'nin belki de en kolay fikstüründen sıyrılabileceğini düşündü Galatasaray... Ama futbolu kitlelere sevdiren ve sanırım şu anda Astana'nın popülaritesini katlayan da Galatasaray'ın bu akla ve futbola sığmayacak mantığı oldu...
İki golü de Galatasaraylı oyuncuların kalelerine atması, sembolik olmaktan öte bir anlam içermiyor.