AB faktörü
AB’nin, açıklanmasını 1 Kasım seçimi sonrasına ertelediği ilerleme raporunda kayda geçirilen tesbitler, Türkiye’nin hukuk ve demokrasi noktasında ciddî gerilemelere sahne olduğunu ortaya koyuyor ve...
AB’nin, açıklanmasını 1 Kasım seçimi sonrasına ertelediği ilerleme raporunda kayda geçirilen tesbitler, Türkiye’nin hukuk ve demokrasi noktasında ciddî gerilemelere sahne olduğunu ortaya koyuyor ve belgeliyor.
Raporla irtibatlı olarak gündeme gelen zamanlama ve pazarlık tartışmaları, işin özünün örtbas edilmesine yol açmamalı.
Gerek tam da seçim öncesinde Türkiye’ye gelen ve raporun açıklanmasının ertelenmesinde etkili olduğu söylenen Merkel gibi siyasetçilerin, gerekse AKP hükümetinin gayri samimî yaklaşımlarından kaynaklanan tartışma ve spekülasyonlar asıl meseleyi gözardı ettirmemeli.
Peki, işin özü ve asıl mesele ne?
Raporda, bilhassa yargı bağımsızlığına yönelik müdahalelerin yoğunlaştığı ve medya özgürlüğüne ağır darbelerin vurulduğu yönünde dile getirilen tesbitler.
“Terörü destekledikleri” iddiasıyla muhalif yayın organlarına yapılan keyfî baskın ve gasp operasyonları; şirket, gazete ve televizyonlara el konulması, ekran karartmalar.
Bu hukuksuzlukların üstelik seçim sürecinde yapıldığı, 1 Kasım’ı izleyen AGİT heyetinin raporunda da kayda geçirilmişti. AB raporuyla teyid edilmiş oldu.