AKP’nin AB diye bir hedefi yok
Dünden devamVe onca emek verdiğimiz AB üyelik sürecimiz yerinde sayıyor. Başbakan ise hükümetin süreci boşladığı eleştirilerine sert çıkıyor; “Şu anda bizde bütün fasılların hepsi...
Dünden devam
Ve onca emek verdiğimiz AB üyelik sürecimiz yerinde sayıyor. Başbakan ise hükümetin süreci boşladığı eleştirilerine sert çıkıyor; “Şu anda bizde bütün fasılların hepsi hazır” diyor ve AB ile ilgili bakanlığın çok güzel çalıştığını savunuyor. Süreci tıkayanın AB tarafı olduğunu söylüyor.
Konuyla ilgili hemen herkesin defaatle vurguladığı, bizim de birçok kez yazdığımız gibi, elbette ki AB içinden kaynaklanan ciddî engeller gözardı edilemez. Bilhassa Sarkozy Fransa’sı ile Merkel Almanya’sının olumsuz tavrı ciddî bir handikap. Bakalım, seçimde Sarkozy’yi ekarte eden Hollande döneminde Fransa tavrını değiştirecek mi? Ve Sarkozy gibi “gidici” görünen Merkel’den sonra Almanya nasıl bir politika takip edecek?
Bu arada, dönem başkanlığının Rumlara geçtiği ve bir ayını geride bıraktığımız altı aylık zaman zarfında Ankara’nın süreci tek taraflı olarak dondurup askıya alması, üyelik hedefine giden yolun biraz daha uzamasını netice veriyor.
Gerçi tam üyelik hedefini A planı olarak niteleyip, olmadığı takdirde B planının hazır olduğunu ve bu plana geçtiğini çoktan deklare etmiş olan hükümet için bu gecikmenin önemi yok. Çünkü yerli yersiz tekrarlanan “Boşlamadık, herşeyimizle hazırız” söylemlerine rağmen, her geçen gün daha iyi görülüyor ve anlaşılıyor ki, AKP hükümetinin artık Türkiye’yi AB üyeliğine taşımak gibi bir hedefi yok. AKP için o iş bitti.
Ki, bunu Başbakanın eski basın danışmanı Ahmet Tezcan, görevi bıraktıktan sonraki beyanlarından birinde “Erdoğan başlangıçta AB için istekliydi, ama sonra hevesini kaybetti” şeklinde özetleyebileceğimiz sözleriyle ifade etmişti.
Dikkat çeken ilginç bir nokta da, AB’den iyice soğuduğu görülen Erdoğan’ın alternatif olarak NAFTA ve Şanghay Beşlisi gibi ortaklıkları telâffuz ederken, İslâm birliği veya Erbakan’ın D-8’i gibi şıkları hiç ağzına almaması. Acaba niye?
***
Bu yazının üzerinden 4 yılı aşkın bir zaman geçti. Süreçte yaşananları hep birlikte yaşadık, takip ettik. AB’de Sarkozy gitti, Merkel kaldı. Bizde Erdoğan cumhurbaşkanı oldu. Ve 2016 sonunda gelinen nokta meydanda.