Cezaevi yönetimleri suç işliyor
Son dönemdeki gerekçesiz tutuklamalarla kapasitelerinin çok üzerinde—ve büyük çoğunluğu masum—insanlarla tıkış tıkış doldurulan cezaevlerindeki hukuk dışı ve keyfî uygulamalardan biri...
Son dönemdeki gerekçesiz tutuklamalarla kapasitelerinin çok üzerinde—ve büyük çoğunluğu masum—insanlarla tıkış tıkış doldurulan cezaevlerindeki hukuk dışı ve keyfî uygulamalardan biri de Yeni Asya’ya konulan yasak.
Birkaç hafta önce başlatılıp kısa sürede bazı istisnalar dışında neredeyse bütün cezaevlerine yayılan yasakla, ilgili kanunun ilgili maddeleri de ihlal ediliyor.
Meselâ 5275 no’lu kanunun 60. madde 1. fıkrasına göre; “Hükümlü, mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla süreli ve süresiz yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanma hakkına sahiptir.”
Keyfî yasakla bu hak gasp ediliyor.
60/3. maddeye göre, “Kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsayan hiçbir yayın hükümlüye verilmez.”
Yeni Asya’da bunların hangisi var?!
Tam tersine Yeni Asya’nın Risale-i Nur eksenli yayınları kurum güvenliğini sağlayıp pekiştirecek bir niteliğe sahip...
Nur’un tutulduğu cezaevi yönetiminin gerekçesi, cezaevi mektuplarının neşri.
Oysa 68/3. md bu bahaneyi çürütüyor:
“Kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren, görevlileri hedef gösteren, terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının haberleşmelerine neden olan, kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri, tehdit ve hakareti içeren mektup, faks ve telgraflar hükümlüye verilmez. Hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez.”
Yeni Asya’nın yayınladığı cezaevi mektupları içinde bu madde kapsamına sokulabilecek tek bir örnek dahi var mı?