Demirel: Türkiye din hürriyetini tadamadı
Abdullah Sevgili’nin mesajı (2): Demirel’in mefkûresi çok genişti. Hiçbir zaman sığ kalıplar içinde düşünmedi. O topyekûn kalkınmayı ve çağdaş, sosyal, laik ve demokratik hukuk...
Abdullah Sevgili’nin mesajı (2):
Demirel’in mefkûresi çok genişti. Hiçbir zaman sığ kalıplar içinde düşünmedi. O topyekûn kalkınmayı ve çağdaş, sosyal, laik ve demokratik hukuk devletini savundu.
Laik devlet tanımını yaparken inanç hürriyetini demokrasi rejimi içinde anayasada bulunan laiklik ilkesiyle teminat altına almak amacını gütmüştür. Ona göre bu prensiple inanç hürriyeti ve ibadet serbestisi sağlanmalıdır. Her ilkeyi mutlaka demokrasi rejimi içinde araması ve bulması Demirel’i Demirel yapan özelliktir. Diğer İslam ülkelerinin haline bakılırsa sağlama yapılmış olur. Türkiye’yi farklı kılan inanç serbestisi, ibadete ne zorlama, ne de engelleme olmaması ve bunun teminatı olan laiklik anlayışıdır. Onun laisizm anlayışının çerçevesi bu.
Yazı dizinize katkı yapacağını düşündüğüm bir fikrini size aktarmak isterim.
“İslam dinini laiklik sistemi ile bağdaşamayacak derecede dar ufuklu sayan görüşlerin isabetsizliğini ve bunların dine ve laikliğe muteriz menfaat mücadelelerinin kısırlığını en iyi bizim vatandaşımız anlar. Çünkü onlar, birleştirici felsefesini insanlığın iftiharla paylaştığı mütefekkir Mevlânâ’nın aşkını ve manevî mirasını güzel şehirlerinde ve gönüllerinde abideleştirmişlerdir. Halkımız devletin laiklik prensibinden şikâyetçi değildir. Fakat bu prensibin vicdan ve din hürriyetini tahdit eden tatbikatından şikayetçidir” (Büyük Türkiye, s. 105, Dergâh Yayınları).