Haksız tutuklamalar artık bitsin
OHAL sürecinde yapılan KHK ihraçlarının ne kadar geniş bir kesimde ne derece ağır mağduriyetlere yol açtığı hâlâ tam olarak bilinmiyor.Ateşin düşüp yaktığı yerler çok fazla...
OHAL sürecinde yapılan KHK ihraçlarının ne kadar geniş bir kesimde ne derece ağır mağduriyetlere yol açtığı hâlâ tam olarak bilinmiyor.
Ateşin düşüp yaktığı yerler çok fazla, ama medya karartması ile bu sosyal facianın üstü örtülüyor, dahası tek taraflı propagandalarla oluşturulan linç ortamı ile sorun daha da yakıcı hale getiriliyor.
Bir anda işsiz ve açıkta bırakılan insanlar; maaş, emeklilik, sosyal güvenlik ve sağlık hizmeti haklarının dahi ellerinden alındığı bir “sivil ölüm” cezasına çarpılıyor.
Eşler, aileler, çocuklar da bu cezadan hisselerini alırken, bir taraftan da şartlandırılmış toplumun baskısına maruz kalarak ağır bir travmaya sürükleniyorlar.
Bunun gittikçe ağırlaşan toplumsal maliyeti ülkeyi yönetenlerin umurunda mı?!
Bunlar, “Suçlu olduğu için değil, güvenmediğimiz için sizi attık, suçunuz olsaydı cezaevinde olurdunuz” denilenler.
Bir de 50 bini aşkın tutuklu var.
Ve onların durumu, sorgusuz sualsiz atılıp bütün hakları gaspedilen, ama tutuklanmayan KHKzedelere “Beterin beteri var, hiç değilse dışarıdayım, içeridekilere bakınca kendi perişaniyetimi dile getirmekten hicap duyuyorum” dedirtiyor.
Bu tutukluların içinde Nur gibi evlilik hazırlığında iken içeri alınan genç kızlar, hamile hanımlar, yeni doğum yapan anneler, Topal Hafız gibi 86 yaşındaki ağır hastalar, bakıma muhtaç çocukları ortada kalan anne-babalar ve niceleri var.
Teröristlere bile yapılmayan hoyratça muamelelerle gözaltına alınıp günlerce ağır şartlar altında bekletildikten sonra tutuklanan, aylardır hücre hapsinde tecrit edilen ve iddianameleri de hazırlanmayıp mahkeme önüne çıkarılmayanlar var.