“Hükümetin icraatına karışmamak” derken...
Üstadın iktidar tarafgirleri tarafından hep öne sürülen sözlerinden biri de şu:“Risale-i Nur şakirtlerinin, mümkün olduğu kadar siyasete, idare işine ve hükümetin icraatına karışmamak, bir düstur-u...
Üstadın iktidar tarafgirleri tarafından hep öne sürülen sözlerinden biri de şu:
“Risale-i Nur şakirtlerinin, mümkün olduğu kadar siyasete, idare işine ve hükümetin icraatına karışmamak, bir düstur-u esasîleridir.” (Şualar, s. 568):
Üstadın, aktif siyasetle fiilen uğraşmak ve devlet idaresine talip olup “hükümet icraatına karışmak”tan hassasiyetle uzak durup kaçındığı, öteden beri çok iyi bilinen bir husus. Ancak “hükümet icraatına karışmamak” ifadesinden, hükümetlerin hukuku, hak ve hürriyetleri baskı altına alan müstebit ve keyfî uygulamalarına seyirci kalmak şeklinde bir sonucun çıkarılamayacağı da ayrı bir vakıa.
Öyle olsaydı Üstad 1909’daki Divan-ı Harb-i Örfî müdafaasında “Bu hükümet zaman-ı istibdatta akla husumet ediyordu; şimdi de hayata adavet ediyor. Eğer hükümet böyle olursa yaşasın cünun, yaşasın mevt! Zalimler için yaşasın cehennem!” diye haykırmazdı. Ve “Hürriyeti lafızdan ibaret bulunan gaddar bir hükümetin en rahat yeri hapishane olsa gerektir” demezdi (Tarihçe, s. 98-9).
Padişahlık ve meşrutiyet hükümetleri için bunları söyleyen Üstad, cumhuriyet sonrası tek parti hükümetlerine de, onlarla mübareze ve işlerine karışmak gibi bir niyet ve teşebbüsünün asla bulunmadığını her fırsatta defaatle tekrarlarken, onlardan da hizmetine müdahale etmeyip engel olmamalarını ısrarla talep etti.
Ayrıca, “Her hükümette muhalifler bulunur, asayiş ve emniyete ilişmemeleri şartıyla onlara ilişilmez” gibi sözlerle, muhalefeti kabul ve hazmetmeleri telkin ve tavsiyesinde bulundu. Ve “Haksızlığa, zulme, kanunsuzluğa karşı muhalefet hiçbir hükümette suç sayılmaz; bilâkis muhalefet meşru ve samimî bir muvazene-i adalet unsurudur” diyerek hukuk ve demokrasi dersi verdi (age, s. 1000).
Bugüne de ışık tutan son derece önemli mesajlar bunlar.
Elbette ki, antidemokratik ve hukuk dışı müdahalelere karşı, seçilmiş hükümetin yanında olup, meşru icraatlarına da karışmayalım. Ama aynı hükümet hukuku ihlal eden, hak ve hürriyetleri baskı altına alan keyfî uygulamalara tevessül ederse buna da karşı çıkalım.