Müsbet hareket, itidal ve hakkaniyet

Hakkaniyet ve itidal üzere bir duruş ortaya koyabilmek ve bütün tahriklere rağmen o çizgide kalabilmek, bilhassa böyle dönemlerde çok daha önem kazanan bir sınav konusu.Tarafgirlik-karşıtlık eksenindeki tavır...

Hakkaniyet ve itidal üzere bir duruş ortaya koyabilmek ve bütün tahriklere rağmen o çizgide kalabilmek, bilhassa böyle dönemlerde çok daha önem kazanan bir sınav konusu.
Tarafgirlik-karşıtlık eksenindeki tavır alışların keskin çatışmaları doğurduğu, ifrat-tefrit arasındaki savrulmaların bunları tetikleyip daha da tırmandırdığı bir ortamda hissiyata kapılmayıp tahriklere gelmeden sükûnet ve olgunlukla yola devam edebilmek gerçekten çok değerli.

Müsbet hareket bir yönüyle tam da bu.

Burada kast edilen şey, suya sabuna ve etliye de, sütlüye de karışmayan pasif bir fikirsizlik ve tavırsızlık hali değil.

Sağlam esas ve prensiplere dayanan bir fikir ve o zeminde ortaya konulan kendisinden emin bir tavır söz konusu.

Bunu ifade ediş tarzı da sağlıklı bir özgüvene yakışır olgunluğu yansıtmalı.

Üstad Bediüzzaman’ın “Ne Haydar Ağa, ne Haydo; Haydar diyorum” sözüyle dile getirdiği ölçü tam da bu tavra karşılık geliyor. Ne fazla, ne eksik. Neyse o.

Türkiye’de son dönemdeki sıkıntıların önemli bir kısmı bu noktadaki ifrat-tefritlerden kaynaklanıyor. Bir tarafta kraldan fazla kralcılık yapan, ama göründüğü kadarıyla “kral”ın da pek rahatsız olmayıp tersine teşvik ettiği reisçilik yarışı, diğer tarafta amansız bir düşmanlık.

Ortası yok mu? Elbette var ve olmalı. Örneği de Üstadın aktardığımız sözünde.

Biz başından beri bu tarife uygun dengeli bir çizgide olmanın gayreti içindeyiz.

Kişilerle bir meselemiz yok. Herşeyin hak, hukuk, adalet, hakkaniyet ölçülerine göre yürümesi; hürriyetlerin ahlâkî değerler çerçevesinde hukuk güvencesinde olması; hiçbir şekilde baskı, tahakküm ve dayatma yoluna gidilmemesi; asla keyfîliklere tevessül edilip prim verilmemesi gerektiğini savunuyoruz.

Çok partili siyasetin kaçınılmaz icabı olan farklı fikirlerin, karşılıklı saygı ikliminde, hür ve eşit şartlarda medenîce yarışabileceği ortamın oluşmasına herkesi pozitif katkı vermeye çağırıyoruz.

Aynı vatanı ve kaderi paylaşan bir milletin mensupları olarak, birbirimizin düşmanı değiliz ve olamayız. Olmamalıyız.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yüreği yananlar 27 Mayıs 2018 | 2.269 Okunma Gençlere tavsiyelerimiz 13 Mayıs 2018 | 466 Okunma Gençlerle yeni ufuklara açılırken 06 Mayıs 2018 | 348 Okunma Hanımlardan Üstada: Evimiz medrese-i nuriye oluyor 29 Nisan 2018 | 331 Okunma Hüseyin Görmenoğlu 22 Nisan 2018 | 254 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar