Sabır, sebat, metanet
Üstad 31 Mart darbesinden sonra yargılandığı Divan-ı Harb-i Örfî, yani sıkıyönetim mahkemesindeki müdafaasının sonunda şöyle diyordu: “Millet uyanmış, mugalâta (demagoji) ve cerbezeyle...
Üstad 31 Mart darbesinden sonra yargılandığı Divan-ı Harb-i Örfî, yani sıkıyönetim mahkemesindeki müdafaasının sonunda şöyle diyordu:
“Millet uyanmış, mugalâta (demagoji) ve cerbezeyle iğfal olunsa da devam etmeyecektir. Hakikat telakkî olunan hayalin ömrü kısadır. Feveran eden efkâr-ı umumiye (kamuoyu) ile o aldatma ve mugalâtalar dağılacak, hakikat meydana çıkacaktır inşaallah.” (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 145).
Üstadın o zaman gerek darbe sürecinde, gerek sonrasında zihinleri karıştırmak için yapılan propagandaların ve doğruların içine katılarak enjekte edilen yanlışların kamuoyunda yol açtığı yanılgılar için ifade ettiği bu tesbit, günümüzde de geçerli.
İşaratü’l-İ’caz’daki Nübüvvet bahsinden şu cümleler de bu manayı tamamlıyor:
“Tehditler, korkular ve hilelerle efkâr-ı ammeyi başka bir mecraya çevirtmek mümkün olur; fakat tesiri cüz’îdir, sathîdir, muvakkat olur. Muhakeme-i akliyeyi az bir zamanda kapatabilir.” (s. 269)
Ve Üstad konuyu şöyle bağlıyor: