Uzun tutukluluklarla yargısız infazlar artık bitmeli
Aralarında gerçekten darbeci zihniyete sahip insanların da bulunduğu, hattâ bazılarının bu suçlama ile hüküm giydiği ve haklarındaki kararların Yargıtay onayı ile kesinleştiği Ergenekon ve Balyoz...
Aralarında gerçekten darbeci zihniyete sahip insanların da bulunduğu, hattâ bazılarının bu suçlama ile hüküm giydiği ve haklarındaki kararların Yargıtay onayı ile kesinleştiği Ergenekon ve Balyoz sanıklarının yargılanma sürecinde en çok tartışılan konulardan biri uzun tutukluluk süreleriydi.
Bu tartışma o süreçlerin en son aşamasında tavan yaptı ve sonuçta, gerek yapılan yasa değişiklikleri, gerekse AYM kararlarıyla, tamamına tahliye yolu açıldı.
Kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olanlar dahil, sanıkların hepsi serbest bırakıldı.
Sonraki süreçte açılan davalarda astronomik tazminatlara hükmedildi ve bu yönde kararlar çıkmaya halen devam ediyor.
Bu paralar milletin cebinden çıkıyor. Hak ihlâllerinin faturası yine halka ödetiliyor.
Şayet darbecilikle suçlananlar dahil herkes için geçerli olan âdil yargılama hakkına riayet edilmiş olsaydı böyle olmazdı.
O süreçlerde buna uygun hareket edilmiş, özellikle uzun tutuklulukların yargısız infaza dönüşmesine meydan verilmemiş olsaydı bunlar olmaz ve iş buralara gelmezdi.
Ne acıdır ki, o zaman olup bitenlerden ders alınmadığı, tam tersine o dönemdeki hukuksuzlukların üstelik çok daha geniş ölçekte, çok daha vahim boyutlarda tekrarlandığı, yargının adeta rövanş aracı olarak kullanıldığı yeni bir süreçten geçiyoruz.
Delilsiz tutuklanan ve her ay “deliller toplanmadığı için tutukluluğunun devamına” karar verilen onbinlerce masum insan var.
Bunların içinde, darbeyle de, terörle de hiçbir alâkaları bulunmadığı halde iftiraya uğrayıp içeri tıkılmış, yoğun bakıma ihtiyacı olan ağır hastalar, yaşlılar, yeni doğum yapmış gencecik anneler, beraberlerindeki bebekleri, taze gelinler, öğrenciler... var.