Bizde felsefe
Felsefe ile uğraşanlar felsefenin var olmasını, gelişmesini iki önemli koşula bağlarlar: 1) Dil.2) Özgürlük. 1933 yılında Darül Funun’da felsefe asistanı olarak görev alan Macit Gökberk...
Felsefe ile uğraşanlar felsefenin var olmasını, gelişmesini iki önemli koşula bağlarlar: 1) Dil.2) Özgürlük.
1933 yılında Darül Funun’da felsefe asistanı olarak görev alan Macit Gökberk, hocalarının bildiği Arapçanın felsefede işe yaramadığını görür. Hem de Arapçayı çok iyi bilen hocaların bile dil konusunda bocaladıklarına, anlaşamadıklarına tanık olur. Şöyle diyor Gökberk: “ Arapçanın felsefede işe yaramadığı iyice ortada idi. Bu durumda benim için Türkçeyi felsefe dili olarak kullanmaktan başka yol kalmıyordu.”
O yıllarda Atatürk’ün de çabalarıyla geometri vb. bilim dallarında terimlerin Türkçeleştirilmesi, bu alandaki başarılı çalışmalar başta Macit Gökberk olmak üzere felsefecileri de yüreklendirir. İnsanımıza düşünmeyi öğreteceksek, kendi diliyle öğretmek gerektiğini anlayan ilk felsefecilerimizdendi Gökberk. Bu değerli felsefecimiz felsefe ve özgürlük konusunda şunları söylüyor:
“Yurdumuzda felsefenin gelişememesinin en büyük nedeni, gereği kadar özgürlük olmamış olmasıdır sanıyorum. Çünkü, felsefe en radikal, en köke kadar inen soru demektir. Ve bunun için de mutlaka özgürlük gerekir. Yasaların buna elverişli olması gereklidir; yalnız yasaların değil, törelerin de elverişli olması gereklidir. Jaspers’in bir sözü var: ‘Felsefenin karşısında soru soramayacağı hiçbir konunun olmaması gerekir.” Fakat siz, ‘Yasalar izin verir belki, ama bu memleketin töreleri var, gelenekleri var; gelenekler izin vermez böyle sormaya,’ derseniz, felsefe olmaz. Ve felsefenin de, bizim Türkiye’de olmamasının başlıca nedenlerinden biri, gerektiği kadar özgürlüğ&...