Doktor benimle kafa mı buldu?
Yusuf Ziya Ortaç, bundan yetmiş yıl önce yazdığı bir yazısında, gündelik yaşamın ufak gibi görülen olaylarını, ruhumuzun kumaşını kemiren güvelere benzetir. Ona göre biz ayrımında...
Yusuf Ziya Ortaç, bundan yetmiş yıl önce yazdığı bir yazısında, gündelik yaşamın ufak gibi görülen olaylarını, ruhumuzun kumaşını kemiren güvelere benzetir. Ona göre biz ayrımında olmasak da, sıkıntılarımızın,mutsuzluklarımızın kaynağında çoğu zaman küçücük güveler gibi içimizi kemiren gündelik küçük olaylar vardır.
Ve düzen hep bu küçük olayları bulur, yaratır, her gün karşımıza çıkarır.
İşte yeni bir örnek, sürücü belgelerimizi değiştireceğiz. Yasal zorunluluk...
Bunun için sağlık raporu isteniyor. Aile hekiminiz raporu kendisi de verebiliyor, isterse sizi kiliniklere, hastanelere gönderiyor. Milyonlarca insanın şu bir iki yıl içinde sağlık kuruluşlarına yönlendirilmesiyle dönen rantı ve bir de kuyruklardaki eziyeti düşünün. Sonra bunun her beş-on yılda bir tekrarını da ekleyin.
Raporumu aile hekimimizden alırım umudundaydım, kendimi biliyorum ne de olsa... Öğrencileriyle hâlâ futbol oynayan, jimnastikçi torunuyla taklalar atan tuhaf bir yaşlıyım. Ancak ben kendime güvensem de, doktorumuz hanımefendi hiçbir incelemeye gerek görmeden bizi göz ve nöroloji muayenesi için hastaneye sevk etti. Sesimi çıkarmadım. Beni yormayacak özel bir kilinikte aldım soluğu. Nöroloji doktoru yaşlıca biri. Uzat ellerini,uzattım, titreme yok. Tamam, nörolojik muayene bu kadar... Tuhafıma giden yılların doktoru bu işle pek karşılaşmadığını da açıkça söyledi. Anladım ki beni aile hekimimizin işgüzarlığı getirmiş buraya. Aile hekimimiz uzat ellerini diyemez miydi? Bir eli özürlü tanıdıklarım, her gün ilaçlar alan, ameliyatlar geçirmiş epeyce yaşlı arkadaşlarım aile hekimliklerinden aldılar raporlarını. Bu &c...