Eşekli Kütüphaneci 2
Geçen haftaki yazım Sayın Ekrem Kahraman imzasıyla çıkınca, okurlardan bana gelen iletiler de “Ekrem Bey” diye başlıyordu. Değerli okurumuz Sayın Nazan Sezgin’in aşağıdaki yazısı o iletilerden...
Geçen haftaki yazım Sayın Ekrem Kahraman imzasıyla çıkınca, okurlardan bana gelen iletiler de “Ekrem Bey” diye başlıyordu. Değerli okurumuz Sayın Nazan Sezgin’in aşağıdaki yazısı o iletilerden biri. N. Sezgin Eşekli Kütüphaneci’yi vaktiyle okumuş, sonuna bir itirazı olsa da, beğenmiş kitabı. Yazısının bir yerinde şunları yazıyor: “Edebiyata mahalli dilin girmesi çok güzel bir şey, çünkü artık ağız ve lehçeler de kayboluyor. Televizyonların yalan yanlış Türkçesi her yere hâkim, son yaşlılar da ölünce Doğu Anadolu’nun o güçlü ve güzel Türkçesi de yok olacak, onun için metinlere geçmeli. Fakir Baykurt merhumun anadilinin Türkçe olduğunu sanmıyorum. Gürcü asıllıydı sanırım, sonradan öğrenilmiş bir Türkçe ile mahalli Türkçeler yazılmaz.” Değerli okurumuzun Fakir Baykurt ile ilgili yanlışına yazımın sonunda değineceğim.
YAZARLARIN SORUMLULUĞU