Bir türlü Batılı olamadık!
Malumunuz; Arda ve Milli Takım meselesi artık ayyuka çıktı. Bırakın spor sayfalarını ön sayfa manşetleri bile bu konu ile dolu... Ekranların sadece spor programlarında değil, hemen her sohbet ortamında Arda meselesi var....
Malumunuz; Arda ve Milli Takım meselesi artık ayyuka çıktı. Bırakın spor sayfalarını ön sayfa manşetleri bile bu konu ile dolu... Ekranların sadece spor programlarında değil, hemen her sohbet ortamında Arda meselesi var. Peki, biz neden bu kadar basit bir meselenin üzerinde yoğunlaşıp kalıyoruz? Biz neden böyle meseleleri uzattıkça uzatıyoruz?
Açalım o halde... Mesele Milli Takım bünyesinde olmuş, genişlemiş ve bugünlere kadar gelmiştir. Ama asıl patlama zamanı 2016 yılının Haziran ayındadır. Yani Milli Takım Avrupa Futbol Şampiyonası sırasında mücadele ederken meselenin fitili ateşlenmiştir. Meselenin adı da prim meselesidir. Kaptan Arda’nın bazı arkadaşlarının primlerinde adalet sağlanmadığı şeklindeki iddiası veya isteği karışıklığa sebep olmuştur. Bunun üzerine takım içindeki bazı oyuncular arasında yaygınlaşan kötü hava tüm bünyeyi sarmadan Fatih Terim, Arda ve üç arkadaşını kadro dışı bırakmıştır. Hatta öylesine tatsızlaşmıştır ki ortam, İspanya maçında benim taraftarım Arda’yı ıslıklamış, protesto etmiştir. Sonrasında ölü sezon araya girmiş, daha sonra ligler yeniden başlamış ve yeni milli maçlar ortamı içine girilmiştir. İşte tam burada duralım. Terim hoca, neden nasıl bilinmez, Arda ve arkadaşlarını affetmiş ve milli kadroya yeniden çağırmıştır. İşte bugünkü çirkin, tatsız, spor ögesi ile uzaktan yakından bağdaşması mümkün olmayan ortam da başlamış olmuştur.