Fenerbahçe istediğini aldı
F.Bahçe’nin federasyon cezalısı ve kulüp idari mahkûmu kadrodaydı. Bir de sakatı vardı hastanede. Buna karşılık bu Dinamo Zagreb takımı benim ölçülerime göre koşan, çalışan ama...
F.Bahçe’nin federasyon cezalısı ve kulüp idari mahkûmu kadrodaydı. Bir de sakatı vardı hastanede. Buna karşılık bu Dinamo Zagreb takımı benim ölçülerime göre koşan, çalışan ama tecrübesiz kabiliyetlerden kurulu bir takım. Hâl böyle olunca F.Bahçe’nin eldeki kapasitesinin tecrübe zenginleri maça topa sahip olma, kolay atak geliştirmek gibi özelliklerle ağırlık koydu. Ama ne var ki bu pas ve topa sahiplik zenginliği rakip ceza alanına kadar gelip orada patlayamadan söndü diyebiliriz.
Barış ve Valbuena’nın kenardaki hareketlilikleri ortada tamamlayıcı bulamadı. Şayet bütün bu F.Bahçe kısırlığına karşı Dinamo Zagreb az sayıda da bulsa yaklaştığı pozisyonları hiçbir şekilde F.Bahçe kalesine gol tehlikesi olarak taşıyamadı.
Şimdi burada bir önemli konunun altını çizmekte yarar görüyorum. F.Bahçe bu maçı tek uç adamıyla, yani tek santrforla oynadı. Acaba Koeman denen teknik adam, bu sayede oyunun kalbi dediğimiz orta alanda topa fazla sahip olma gerekliliğine kavuştuğunu gördü mü?
Maçın hakemi bana göre gerek bizim, gerekse bizim olmayan Avrupa maçlarında gördüğüm çok zayıf bir düdük idi.
Tabii grup maçlarında önemli olan bir üst tura çıkmaktır. F.Bahçe de öyle veya böyle bunu başardı. Dinamo Zagreb ise zaten çoktan yeni rakibinin falını açar olmuştu. Bu maçı önündeki oyunlar için ölçü olarak kabul edecekse -ki bir Avrupalıya karşı oynandı- tek santrforla oyunun yönetimine hâkim olmak mümkün olmuyor mu Sayın Koeman?
MAÇIN ADAMI: Yok