Gıpta ettiğim insanlar
Cidden gıpta ediyorum. Nasıl etmeyeyim? Öyle bizim gibi fanilerin yapacağı şeyler değil. Allah bu insanlara sanki ayrı bir yetenek vermiş.Bazılarına fiziksel olarak imreniyorum. Mesela çok özel bir omurga yapıları var....
Cidden gıpta ediyorum. Nasıl etmeyeyim? Öyle bizim gibi fanilerin yapacağı şeyler değil. Allah bu insanlara sanki ayrı bir yetenek vermiş.
Bazılarına fiziksel olarak imreniyorum. Mesela çok özel bir omurga yapıları var. Bizim gibi normal insanların bir eğilme, bükülme açısı vardır. Ancak bazı insanlarda sanki omurga yok. Her yana eğilebilir, her yana dönebiliyor, her yana secde edebiliyorlar. Sanırsınız ki, bunlarda kemik yok. O denli elastiki, o denli kıvrak. İzledikçe şaşırıyor insan.
Fiziksel özelliğin haricinde kişilik özelliklerine gıpta ettiğim insanlar da var. Her dönemde, her devirde hep el üstünde tutulan tipler bunlar. Parti, siyasi görüş, lider değişimi fark etmiyor. Bu insanlar nasıl beceriyorlarsa, konumlarını, koltuklarını, makamlarını korumayı başarıyorlar. Ben de Ankara’da bürokratlık yaptım. Başkan ya da Bakan değiştiğinde gidip istifa dilekçemizi verirdik. Beceriksizlik işte. Keşke koltuğa yapışsaymışım. Daha kıymetli olunuyor.
GAZETECİLİKTE GIPTA ETTİKLERİM
Meslekte benim için duayen olan ve aynı zamanda heykeli dikilecek gazeteciler var bir de. Mesela 15 yıl önce 28 Şubat’ı neden desteklediğini açıklayan yazıları enfestir. Aynı kişinin 10 yıl önce AK Parti’nin neden umut olduğu yazılarındaki mantık örgüsü muhteşemdir. Son yazılarında ise ülke nasıl ‘diktatörlüğe kaydı’ analizleri sizi ikna edebilir.
Mesela Kenan Evren’e yazdığı mektuplar, Özal’ı göklere çıkartan makaleler, Mesut Yılmaz güzellemeleri ve ‘sarışın güzel’ diye başlayan Çiller tahlilleri bir köşe yazarı için kılavuz olabilecek türdedir.