Hudeyde ağlarken
Elazığ’dan, Yozgat’tan, Sivas’tan redif alayları trenlere binip İzmir’e geldiler. Arkalarında gözü yaşlı analar, yanık Türküler bıraktılar.Gidenler Yemen yolcusuydu.İzmir’de onları...
Elazığ’dan, Yozgat’tan, Sivas’tan redif alayları trenlere binip İzmir’e geldiler. Arkalarında gözü yaşlı analar, yanık Türküler bıraktılar.
Gidenler Yemen yolcusuydu.
İzmir’de onları Yemen’e götürecek gemi bekliyordu. Bindiler.
Akdeniz’in, Kızıldeniz’in açıklarında gemide asker ölümleri başlardı. Hayatlarında hiç deniz görmemiş, gemiye binmemiş, nem ve sıcak bilmemiş Anadolu çocukları yakalandıkları hastalıkla, Yemen’e varmadan şehit oldular. Cenazeleri Kızıldeniz’e bırakılırdı.
Yemen’e ilk ayak basılan yer Hudeyde limanıydı. Gemi buraya yanaşır, Sambuk denen sandallar Osmanlı askerini karaya taşırdı. Şimdi su müzesi olan beyaz hükümet binası ve köhnemiş kale ilk gördükleri Osmanlı eseriydi.
Hudeyde öylesine nemliydi ki, evlerde kapı ve pencereler kısa sürede çürürdü. Bu yüzden çoğu evde kapı pencere olmazdı.