100 yılın doğurduğu sorumluluk!
100. yıldönümünü "kaygılar" içinde dün kutladığımız 19 Mayıs, aslında her Türk'e gurur ve coşku vererek özellikle gençlerimizi daha "derin" düşündürmesi gerekiyor..
Bir asırlık "onurlu" bir maziye sahip "19 Mayıs 1919" daha parlak daha "heyecanlı" bir atmosferde yaşanmasını beklemek her "şerefli" Türk'ün hakkı bulunuyor.
Böylesine tarihi bir oluşumla, bütün dünyaya da "gereken" mesajı vermiş olmamız icap ediyor.
Ne var ki, son yıllarda "19 Mayıs 1919"a hiçte yakışmayan yaklaşımlar, her şeyden önce aziz milletimizi içten içe yaralıyor.
Üstelik, dini olsun, milli olsun, bütün bayram ve önemli günlerin asıl sahibinin "millet" olduğunu asla unutulmaması başta geliyor. Yani, hiçbir zümre, grup, parti, geniş halk tabakalarının bu "öz varlığına" göz dikme hakkına sahip bulunmuyor.
Zaten, Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını korumak ve kollamak, özellikle gençlerimizin vazgeçilmez görevi oluyor.