Ne Batı, ne Doğu "kader" Orta Doğu!
Gerçekten de; Türkiye'nin bir Orta Doğu ülkesi olduğu ve tuzaklarla dolu bölgeden kurtulmamak üzere, hata üstüne hata yaptığı artık kesinlik kazanıyor. Bırakınız birkaç yıl öncesini...
Gerçekten de; Türkiye'nin bir Orta Doğu ülkesi olduğu ve tuzaklarla dolu bölgeden kurtulmamak üzere, hata üstüne hata yaptığı artık kesinlik kazanıyor.
Bırakınız birkaç yıl öncesini, bugünlerde bile siyasi ve askeri stratejisini bir türlü rayına oturtamayan, daldan dala konan bir Türkiye profili, dünyayı bile hayretler içinde bırakıyor.
İster siyasi, ister askeri olsun veya "durumu muhafaza etmeye" yarınki "stratejiyi oluşturmaya" çıkışlarını, kıtalar arası diplomasiye yaymak görünümündeki bir Türkiye, zaman zaman ışıldıyorsa da aslında "çaresizlik" sergiliyor.
Söz gelimi, Cumhurbaşkanı'nın son seri seyahatleri bile stratejimizin tutarlı olmadığını adeta ortaya atıyor.
Art arda; Rusya, Hindistan, Kuveyt, Çin ve ABD gezilerinin paralellik arz etmediği aksine bir kararsızlığı gösterdiği dillendiriliyor.
Sanki Türkiye "bir masa tenisi topu" gibi savruluyor ve ne yazık ki soluğu kesiliyor.
Yani; bir Batı, bir Doğu derken "tarihi ikametgahı" Orta Doğu'dan bir türlü kurtulamıyor.
Hassas günler geçiriyoruz
Orta Doğu'da artan askeri ve siyasi değişimlerin, beklenmedik gelişmelerin ardı arkası kesilmiyor.
Her şeyden önce; Orta Doğu'ya doğrudan doğruya ilgi duyan ve bunu bir proje ile dünyaya deklare eden ABD, arkasından da Rusya ve Türkiye'nin yanı sıra İran, İsrail ile Katar gibi ülkeler arasına, yer yer istila halindeki Irak ve Suriye'yi de katmak gerekiyor.