Avrupa: Popülariteden popülizme mi?

Türkiye'nin ulusal, bölgesel ve küresel meselelere yönelik gündemi hayli yoğun olduğundan, bu hafta gerçekleşen ve Avrupa Parlamentosu milletvekilleri ile AB Komisyonu Başkanı'nın seçileceği, Avrupa Birliği projesinin geleceği açısından bir 'kırılma noktası' oluşturabilecek seçimler gölgede kaldı...

AB'nin tüm elit siyasetçileri, bürokratları ve akademisyenleri, AB'nin geleceği açısından bu haftaki seçimleri 'Avrupa'nın popülaritesini koruması veya popülizme sürüklenmesi' anlamında endişeyle takip ediyorlar.
İşin özü, yıl başından bu yana gerçekleştirilen anketler ve araştırmalar, AB tarihinde ilk kez, zaten AB projesinin karşısında olan aşırı sağ ve aşırı sol siyasi hareketlerin parlamentodaki sandalye oranının yüzde 28'e yükselebileceğine işaret ediyor. 28 AB üyesi ülkenin bütününde, ekonomik ve siyasi tablo gerçek durumundan ortalama yüzde 30 daha kötü algılanmakta. Bu oran, kimi ülkelerde yüzde 40'ı dahi aşıyor. Olumsuz algının bu derece güçlü olduğu bir ortamda, AB vatandaşlarının oylarını kızgınlıkla, adeta cezalandırırcasına daha radikal partiler lehine kullanmaları, AB'nin yakın geleceği açısından bir dizi sorunu da beraberinde getirebilir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü 22 Kasım 2024 | 39 Okunma Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış 20 Kasım 2024 | 76 Okunma G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele 18 Kasım 2024 | 101 Okunma İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım 15 Kasım 2024 | 45 Okunma Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ 13 Kasım 2024 | 92 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar