Çeliklenmiş ‘Milli İrade’yle, ‘100. Yıl’a

19. Yüzyıl'ın bitişi ve 20. Yüzyıl'a geçiş, 1. Sanayi Devrimi'nden 2. Sanayi Devrimi'ne geçiş sürecinde, küresel ekonomi-politiğin sıklet merkezinin de Asya-Pasifik'ten Atlantik'e doğru hareketini hızlandırdığı bir dönemdi.

Tam bir yüzyıl sonrasında, söz konusu sıklet merkezi, küresel ağırlık merkezi değişikliğini bir kez daha, bu defa Batı'dan Doğu'ya doğru devam etmekte olan bir alan değişikliği olarak her yönüyle gözlemlerken, Türkiye'nin dünya jeo-politiğindeki önemi, bu sürecin tam merkezinde yer alması nedeniyle, bir kez daha tartışılmaz bir şekilde öne çıkmış durumda.
Bir yüzyıl önce, Osmanlı'nın son dönemi itibariyle, devlet ve toplum bazında, insani ve idari boyutları çok ağır bir sınav verdik. 1821'den itibaren, Avrupa devletlerinin koordinasyonunda, Osmanlı'nın sahip olduğu topraklardaki yer altı ve yer üstü zenginliklerini koparmaya yönelik 'kanlı' bir operasyon süreci, yüzyıllardır milyonlarca kilometre karelik bir alanın kontrolünü elinde bulunduran bir 'Cihan Devleti'ni ve Türk halkını Anadolu'da küçücük bir alana hapsetmeyi hedeflemişti. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü 22 Kasım 2024 | 37 Okunma Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış 20 Kasım 2024 | 76 Okunma G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele 18 Kasım 2024 | 101 Okunma İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım 15 Kasım 2024 | 45 Okunma Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ 13 Kasım 2024 | 92 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar