‘Ekonomi Kalkanı’ için hızlanmalıyız
Dünya siyasetinde, küresel dengelerin yeniden pozisyonlandığı bir ortamda, Türkiye'nin üzerindeki 'basınç' sürekli artırılıyor.Türkiye ise, Atlantik ile Pasifik arasında süregelen yeni rekabet sürecinin tam...
Dünya siyasetinde, küresel dengelerin yeniden pozisyonlandığı bir ortamda, Türkiye'nin üzerindeki 'basınç' sürekli artırılıyor.
Türkiye ise, Atlantik ile Pasifik arasında süregelen yeni rekabet sürecinin tam sıklet merkezinde yer alan bir ülke olarak, çok taraflı, Atlantik ile Pasifik arasında 'köprü' görevi görebileceği, 'diyalog' kanalını etkili kılacak, bir pozisyon adına yükselişini sürdürüyor. Bu yeni pozisyon, Türkiye'ye uluslararası ticarette yerel para birimlerinin kullanılması, küresel ölçekte bir lojistik ve ulaştırma kavşak noktası olma, bölgesel enerji koridoru profili ve İstanbul'un bölgesel bir finans ve ticaret merkezi olması adına önemli misyonlar yüklemekte. Türkiye, bu yeni pozisyonun gerektirdiği tüm mega projeleri, üzerindeki tüm basınca rağmen, tüm 'vahşi' saldırılara rağmen, kararlılıkla yürütüyor ve bir bir hayata geçiriyor.
Türkiye'nin, üzerindeki tüm basınca rağmen, toplumsal birlikteliğini de sağlam tutarak, kararlı şekilde yoluna devam etmesi, ülkemizin Avrasya'daki yükselişini durdurmaya yönelik çabaların aynı anda onlarca farklı kanaldan yürütülmesi gibi bir gerçekle bizi karşı karşıya bırakmakta.
Bu durum, Türkiye'nin büyüme başarısının sürdürülebilirliği, mega projelerin finansmanı, sektörlerimizin küresel rekabet için dönüşümünün yönetilmesi adına, 'Ekonominin Güvenliği' noktasında çalışmaları hızlandırmamızı gerektiriyor. Akademisyen dostum Dr. Mehmet Levent Yılmaz bu süreci 'Ekonomi Kalkanı' oluşturmak olarak tanımlıyor. 'Fırat Kalkanı' ile nasıl tüm dünyayı şaşırttıysak, 'Ekonomi Kalkanı' ile Türkiye Ekonomisi'nin güvenliğini güçlendirecek adımları da hızlandırmamız gerekmekte.