Ekonominin güvenliği ve ‘agresif’ sanayi politikası

Batı dünyasını temsil eden tüm uluslararası teşkilat ve düşünce kuruluşlarında, bilhassa son bir yıldır iki önemli konu farklı boyutlarıyla öne çıkıyor. İlki 'ekonominin...

Batı dünyasını temsil eden tüm uluslararası teşkilat ve düşünce kuruluşlarında, bilhassa son bir yıldır iki önemli konu farklı boyutlarıyla öne çıkıyor. İlki 'ekonominin güvenliği', ikinci başlık ise 'agresif sanayi politikası'. Her iki başlığın da özünde bir ülkeyi veya ülkeler grubunu olumlu yönde etkileyen; ama, bir o kadar da olumsuz yönde etkileyen boyutları söz konusu. İki siyah kuğu, küresel virüs salgını ve üstüne gelen Rusya-Ukrayna Savaşı, malum, 'kendine yetebilen ülke olma' ve 'stratejik otonomi' kavramlarını gündemin ilk sıralarına oturttu. Günümüzde, tarım-gıda, enerji, dijital teknolojiler ve savunmagüvenlik alanlarında kendine yetebilen ülke olmak, beraberinde ekonominin güvenliğine dair önemli kabiliyetler kazandırıyor.
Bununla birlikte, ülkeler artık 'ekonominin güvenliği' kavramını kendisine yönelmiş doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını gözden geçirmek ve iyi analiz etmek, o ülkenin dünyanın başka coğrafyalarında kendi sermayesi ile yaptığı doğrudan yatırımlarını da doğru ülkelere, doğru paydaşlara...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
DTÖ’den küresel ticarette ‘daralma’ uyarısı 18 Nisan 2025 | 8 Okunma Zayıf dolar ticaret savaşlarının parçası mı? 16 Nisan 2025 | 107 Okunma ‘Dolar İmparatorluğu’ tehdit altında mı? 14 Nisan 2025 | 337 Okunma ‘Ayrışan Dünya’da diplomasinin çarpan etkisi 11 Nisan 2025 | 77 Okunma Trump’ın ‘sağ gösterip sol vurma’ taktiği 09 Nisan 2025 | 300 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar
Close menu